ALTUNOK: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ! « Hatay Yeni Haber Gazetesi

23 Kasım 2024 - 09:12

ALTUNOK: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ!

Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesiyle ilgili bir basın açıklamaıs gerçekleştirdi. Platform adına açıklamayı Çiğdem Altunok okudu.

ALTUNOK: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ!
Son Güncelleme :

29 Mart 2021 - 23:47

238 views

Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesiyle ilgili bir basın açıklamaıs gerçekleştirdi. Platform adına açıklamayı Çiğdem Altunok okudu.


Altunok yaptığı açıklamada, “Başta kadınlar olmak üzere tüm dezavantajlı gruplara yönelen şiddeti ve ayrımcılığı önleme ve şiddete uğramaları durumunda korunmalarını sağlamak amacıyla hazırlanan en kapsamlı ve ilk uluslararası sözleşme 2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinde ilk defa, ilk imzacısı olduğu ve adını imzalandığı şehir olan İstanbul’dan alan, TBMM tarafından oybirliğiyle kabul edilmiş bir insan hakları sözleşmesinin cumhurbaşkanı kararı ile bir gece yarısı tek taraflı olarak feshedilmesi utancını yaşıyor. Bir süredir iktidar koalisyonu tarafından hedef haline getirilen sözleşmeden çekilme kararı hem usulen hem Anayasa’nın birçok hükmüne aykırı olması ve hem de bu sözleşmeyi referans alan yürürlükteki 6284 Yasası ile çelişmesi sebebiyle geçersizdir.

Anayasa’nın 87. maddesi uyarınca kanunları yapmak, değiştirmek ve kaldırmak, uluslararası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevlerindendir. Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Meclis’in görevine giren bir konuda düzenleme içerdiğinden fonksiyon gaspını da meydana getirmektedir. Yazımına ve uygulanmasına emek vermiş tüm kadınlar ve kadın hareketi yok sayılarak tek bir kişinin kararıyla alınan bu çekilme kararı asla kabul edilemez. Türkiye 22 Mart 2021 tarihinde Avrupa Konseyi’ne çekilme beyanını bildirdi. Sözleşme’nin 80. Maddesi gereğince sözleşmenin feshi bildirimin ulaştığı tarihten itibaren 3 aylık süre sonunda gerçekleşecek. Şu an hala yürürlükte olan Sözleşme’nin feshinin iptali için pek çok baro ve kadın örgütü bu karara karşı Danıştay’a iptal davası açmakta.
İLETİŞİM BAŞKANLIĞI MANİPULE EDİYOR
İletişim Başkanlığı, Türkiye’nin sözleşmeden çekilme kararı almasını Sözleşmesi’nin, Türkiye’nin toplumsal ve ailevi değerleriyle bağdaşmayan eşcinselliği normalleştirmeye çalışan bir kesim tarafından manipüle edilmesine dayandırmaktadır. İçerisinde eşcinsel kelimesi bile geçmeyen bir sözleşmenin eşcinselliği nasıl normalleştirdiğinin cevabını iktidar veremiyor biz verelim. Sözleşmenin 4. Maddesine göre “taraflar bu Sözleşme hükümlerinin, özellikle de mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin edeceklerdir.” Kadınların, kız çocuklarının en yakınlarındaki erkekler tarafından tacize, tecavüze uğraması işkence görüp, öldürülmesiyle zarar görmeyen toplumsal ve ailevi değerlerimiz söz konusu eşcinsellik olduğu zaman hemen tehlike altında kalabiliyor. Karaman’da 45 erkek çocuğunun bir tarikat evinde tecavüze uğramasından rahatsız olmayan bu toplumsal değerler gökkuşağı renklerinden oluşan bir bayraktan zarar görebiliyor. 92 yaşındaki bir kadın evinde tecavüze uğradığında, annesini pompalı tüfekle vuran bir oğulla ya da yeğenini 10 yıl boyunca istismar eden amca ile ya da öz kızına tecavüz eden baba ile sarsılmayan ailevi değerler, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair koruyucu ve önleyici tedbirler içeren bir sözleşme ile tehdit altında olabiliyor.

reklam


YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI
2021 başından beri bu ülkede 85 kadın öldürüldü. İktidar her ne kadar sözleşmeden çekilse de aile içi şiddetle mücadeleden asla vazgeçmeyeceğini iddia etse de Sözleşme’nin feshedilmesinin akabinde ise sadece bir günde 10 kadın yakınlarındaki erkekler tarafından katledildi. Kadınlara, LGBTI+, engellilere, çocuklara yönelik taciz, şiddet ve ayrımcılık her geçen gün artmakta. İktidar bu karar ile şiddetle mücadelede sıfır tölerans yerine hukuksuzluk ve cezasızlığa tam tölerans hamlesi yapmış oldu. Çıplak aramayı inkar eden, aslında erkekler kadınlardan daha çok öldürülüyor diyen, kadınları ancak seçim dönemi oy deposu olarak gören bu iktidar zihniyeti kadını eve hapsedip, özgürleşmesini ve güçlenmesini engellemekten başka bir niyete sahip değildir. Yakın tarihte büyük bir coşkuyla duyurulan İnsan Hakları Eylem Planı’nın ne kadar göstermelik olduğu tam da bu alelacele alınmış fesih kararı, parti kapatma davası, düşürülen vekillikler, atanan kayyımlar, AHİM kararlarının tanınmaması ile apaçık ortadır. Ülkedeki en büyük muhalif topluluk olan kadın hareketinin tüm şiddet, cezasızlık ve hukuksuzluğa karşı yılmadan, kararlılıkla ilerliyor olmasının yarattığı derin korku iktidarı, kadınların en temel haklarına saldıracak, onları yok sayacak kadar ele geçirmiş durumda. Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından bu karara yönelik kınama ve kadınlara ve LGBTI+’lara destek mesajları geldi. Biz kadınlar her zaman olduğu gibi her türlü baskı, hak gaspı ve yıldırma politikalarına karşı bir arada ve dayanışma içerisinde mücadeleye devam ediyoruz. Bizler bu hukuksuzluğu tanımıyor, kabul ve itaat etmiyoruz! Aylardır İstanbul Sözleşmesi Yaşatır diye haykırdık şimdi biz kadınlar sözleşmeyi yaşatacağız! Yaşasın İstanbul Sözleşmesi, yaşasın kadın dayanışması!” ifadelerini kullandı.

reklam

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.