Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (ATSO) Hikmet Çinçin mücbir sebep uygulamasının belirsizliğinden dolayı basın açıklamasın da bulundu. Yaptığı basın açıklamasın da Başkan Çinçin şu ifadelere yer verdi “ Hatay halkı, esnafı, tüccarı, mali müşavirleri olarak “Mücbir Sebep” uygulaması dahil hiçbir konuda belirsizliklerle boğuşmak istemiyoruz.
6 Şubat depremi sonrasında üçer aylık fasılalarla her seferinde son gün uzatılan “mücbir sebep” uygulaması 30 Kasım 2024 günü itibariyle şehrimiz Hatay’da sonlandırılmış durumdadır.
Her ne kadar ilimizin milletvekilleri dahil birçok kaynaktan “mücbir sebep” uygulamasının 1 yıl uzatıldığı haberleri yayılmış olsa da gerçek durum ne yazık ki şimdilik resmi bir uzatmanın yapılmamış olduğudur.
5 Aralık günü Plan ve Bütçe komisyonuna sunulmuş olan bir kanun tasarısı ile “mücbir sebep” uygulamasının nerelerde ne kadar sürede uygulanacağını içeren ve altışar aylık sürelerde ve 1 yıla kadar uzatma yetkisini Hazine ve Maliye Bakanlığı uhdesine veren “kanun tasarısı” henüz yasalaşmış durumda değildir. Bu kanun maddesinin yasalaşması ile uzatma yetkisini alacak olan Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın “mücbir sebep” konusunda nasıl bir tasarrufta bulunacağı, uzatma yapıp yapmayacağı, il – ilçe, işkolu ayrımı ya da ciro kriteri koyup koymayacağı bugünden ön görülememektedir. Bu belirsizlik vergi mükelleflerini maddi olarak çok yakından ve derinden ilgilendirirken, muhasebeci ve mali müşavirler içinse üstesinden kalkılması mümkün olmayan bir iş yükünü çok kısa bir süreye sıkıştırıyor.
Şehrimizde yaşamı etkileyen her konuda “kaos” tablosu hakimken, bizler, kaostan çıkıp biran önce normalleşmeye var gücümüzle çabalarken “mücbir sebep” uygulamasının sonlandırılmasındaki ısrar ve belirsizlik hepimizi çok yoruyor.
Yerel ve Merkezi olarak bütün yetkililerle defalarca yaptığımız görüşmeler, Ankara’da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet YILMAZ, AK Parti Genel Başkan vekili sayın Mustafa ELİTAŞ ve Hazine ve Maliye bakan yardımcısı Sayın İlhan Hatipoğlu ile yüz yüze yapılan ve şehrimizdeki durumu daha doğrusu yıkımı bi rkez daha ve en açık, en çarpıcı biçimde aktaran temaslar sonucunda, başta Antakya, Defne, Kırıkhan ve Samandağ ilçeleri olmak üzere şehrimizin ihtiyacını görünür kıldık. Ve “Mücbir Sebep” uygulamasının buralarda bir emrivaki ile sonlandırılamayacağını ifade ettik.
Şehrimizin gerçeklerinden uzak, Ankara’nın bürokrasi ve rakamlardan oluşan binalarında alınacak kararların Hatay için yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini sözle anlatmakta zorlandığımız bir gerçek. Bu nedenle şehrimiz hakkında karar alan, işyerlerimiz, gelirimiz, hayatlarımız hakkında önemli kararlara imza atan ve “mücbir sebep” uygulamasının sonlandırılması kararının arkasında duracak olan siyasi ve bürokrat bütün yetkilileri şehrimize davet ediyoruz. Şehirdeki diğer tüm sorunları ve yetersizlikleri bir yana bıraksak bile “nefes alınamayacak hale gelen” şehirde maskesiz bir an bile durmanın yaşamı tehlikeye sokacak “toz sislerinin” içinden geçtikten sonra “mücbir sebep” uygulaması konusunda karar vermelerini istiyoruz.
Tüm bu gerçekliğe, yaşadığımız bu ağır tabloya ve tüm girişimlerimize rağmen mücbir sebep uygulaması konusunda ki bu belirsizlikten ne işverenler ne mali müşavirler hatta ne de Hazine ve Maliye Bakanlığı ve il vergi daireleri çıkabilir durumda değildir.
30 kasım itibariyle “Mücbir Sebep” uygulamasının uzatılmayacağı açıklaması sonrasında, yaptığımız yoğun girişimlere karşılık “TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda” Mücbir Sebep” in uygulanma esaslarını, kriterlerinin, süresinin nasıl tayin edileceğini tanımlayan bir kanun tasarısının TBMM Genel kuruluna sunulmuş olmasının bile Hatay’da “mücbir sebep” uygulaması devam ediyor! biçiminde algılanması karşı karşıya kaldığımız tabloyu en çarpıcı biçimde yansıtmaktadır.
İlimizin milletvekilleri bile bu girişimi “uzatma” müjdesi olarak halka duyurma yoluna gittiğine göre Hatay ve özellikle dört ilçesi hiçbir biçimde “mücbir Sebep” uygulamasının sonlandırılmasına hazır değildir. Bu durumu kaldırabilecek ne maddi ne de psikolojik güce sahip değildir. Şehrimizin defalarca söylediğimiz gibi bu tür belirsizlikler bir yana, “mücbir sebep” uygulamasının devam ettirilmesinden çok daha fazlasına ihtiyacı var.
Aylardır sürdürdüğümüz kampanyada söylediğimiz gibi: “Yıkılmış bir şehirde beyan da olmaz, vergi de alınamaz” ana talebini yineliyor ve bir kez daha yetkilileri uyarmak istiyoruz.
Yani söylenecek her şey söylenmiş, ulaşılması gereken ilgili olan herkese ulaşılmış, gerek diplomatik ilişkiler gerekse de demokratik tepkiler uygun araçlar ve uygun söylemlerle hayata geçirilmiştir.
Verili durumda adı geçen yasa tasarısı TBMM’de yasalaşıncaya kadar “mücbir sebep” uygulamasının bu kanunla aynı içerikte yani 6’şar aylık iki kez uzatılması eskisi gibi bir kararname ile yapılabilir durumdadır.
Değerli basın mensupları,
Bugün buradan açıklıkla ifade etmek istiyoruz ki,
Mali Müşavirlerin sürece hazırlığı tamamlanmadan, alt yapı sorunları ve belge teminindeki zorluklar kısmen de olsa çözülmeden uygulamanın sonlandırılması yıkıcı sonuçlara yol açabilir.
Başta küçük esnaf olmak üzere depremden sonra zorlukla ayağa kalkan işyerlerinin iflasını gündeme getirebilir.
Yüzbinlerce insanın güven duygusu zedelenebilir, gelecek kaygısı çok fazla artabilir.
Bu nedenle, Hatay’ın sorunları çözülmeden “mücbir sebep” uygulaması sonlandırılamaz. Hatay’ın çarşısı, pazarı, işçisi, işvereni, muhasebecisi, mali müşaviri hatta vergi dairesi çalışanları normalleşmeden, olağan dönemlerdeymişiz gibi bizlerden, şehrimizden olağan vergilendirilme işlemleri gerçekleştirilemez.
“mücbir sebep” uygulamasının 30 kasımda resmen sona ermiş olmasının yaratacağı karmaşa ve mağduriyetlerin önüne geçilebilmesi için mevcut yasal prosedür kullanılarak “mücbir sebep” süresinin kayıtsız şartsız en az üç ay daha uzatılması acil bir zorunluluktur. Bu süre içinde gerek idare, gerek mükellef gerekse mali müşavirin çıkacak yasayla belirlenecek kıstaslara hazırlık yapabilmesi ancak olanaklı olacaktır. Bunun yanı sıra, belirlenen süre sonunda mücbir sebep uygulamasının kimler için, hangi kıstaslar dahilinde uzayacağı açık ve net bir biçimde belirlenmelidir.
Aksi halde aralık ayının tüm yoğunluğuna ek olarak, verilen yetkinin nasıl kullanılacağı bile belli olmayan yasanın yasalaşma sürecinin beklenmesi muhasebeleştirmede içinden çıkılmayacak bir kaos ortamı yaratabilir.
Bizler, 6 Şubat sabaha karşı yağmurlu bir kış günü yaşadığımız felaketin yıkamadığı umudu taşıyan kurumlar olarak, binlerce yıllık kadim Antakya kültüründen aldığımız güçle bu zorlukların üstesinden geleceğiz.
Yetkililerden tek istediğimiz, Şehrimizin gerçekleri ile uyumlu kararları zamanında ve yerinde alarak şehrimizin bu çabalarına engel olmamaları hatta önünü açacak girişimlerde bulunmalarıdır.
“mücbir sebep” uygulaması Hatay’da uzatılmak zorundadır!
Hatay halkı yapılan ve yapılmayan her şeyin farkındadır!” dedi
Hatay SMMO Odası başkanı Jale Marufoğlu mücbir sebep uygulamasının belirsizliği ile ilgili basın açıklamasında bulundu. “Hem meslektaş olarak hem sahadaki esnaf ve tüccarlarımız olarak ne uzadı ne uzamadı neyi kapsıyor neyi kapsamıyor mücadelesini vermeye çalışıyoruz ikinci ay ancak sistemlerimi güncelliyor yetikililer ancak bizler beyanlarını vermeye çalışıyoruz esnaf biraz nefes almaya çalışıyor 3. Ayın başından itibaren de biz tekrar durumumuzu gerçekliğimizi tekrardan başlıyoruz bu süreç hepimizi maalesef çok yordu bizler de kasımın başından itibaren başımıza gelecek olan şeyin farkında olarak mücadeleye o tarihi itibariyle başladık. Yetkili tüm bürokratlarla görüşmelerle sürecin nasıl sonlanacağına dair bilgi almaya çalıştık çünkü 30 kasımda ne olacağını biliyorduk ve 30 Kasım geldi maliye bakanımız bir tweet attı mücbir sebep sona erdi dedi. Biz bu 30 Kasımdan öncesinde gelir idare başkanına gittik Hatay’ın ve deprem bölgelerinin 4 il 2 ilçenin gerçekliğini onlara anlattık aslında onlar zaten biliyorlardı bildiklerini bir daha bir daha anlatmak durumunda kaldık buraya heyetler gönderiyorlar burada onların temsilcileri var valimiz ve büyük şehir belediye başkanımız var bir okadar da büroklatlar var AFAD var çevre ve şehircilik var ve şehrin gerçekliğini zaten biliyorlar ama biz yine de gidip birebir yaşayanlar olarak anlattık bunla ilgili çalışma olduğu söylendi. Mücbir sebep bitti ama bizim bu durumumuzda herhangi bir değişiklik yok hepinizin malumu gibi mücbir sebebin bitmesi için hayatımızın normale dönmüş olması gerekiyordu bizde normale dönen bir şey yok. Takdir edersiniz ki devletin de mücbir sebebin bize belirtiği hükümetin 2025 sonun kadar kalıcı konutların ve kalıcı iş yerlerin teslim edileceğiydi onlara da bir mücbir sebep süresi kendi kendilerine zaten vermişlerdi ama bize nasıl bir uygulamaysa 30 kasımda bunu bittiği söylendi bun üzerine bizler 4 il ve 2 ilçe temsilcileri olarak Ankara’ya gittik bunun mümkün olmadığının buradaki esnafın, mali müşavirin ve tüccarın buna hazır olmadığını ilk başta AK Parti genel başkan vekili sayın Mustafa Elitaş’a cumhurbaşkanı yardımcımız Cevdet Yılmaz’a ve maliyle ilgili maliye bakan yardımcımız sayın İlhan Atikoğlu’na buradan gerçekliğini en açık şekilde beyan ettik. Biz ordayken bir plan bütçe komisyonundan bir tasarı geçti. 30 kasımda mücbir sebep bitmiş ve birkaç gün geçmiş ve bir tasarı geçmiş .O tasarı da maliye bakanlığına aslında onay yetkisi tekrar verildi bunun veriliş sebebi de bundan sonraki afetlerde ellerinde bir kanun olsun çünkü böyle bir kanun yok cumhurbaşkanı kararnameleriyle uzatılan günün koşullarına gör ayarlanan bir mücbir sebep uygulaması var o yüzden bir kanun teklifi verildi plan bütçe komisyonundan geçti ve o geçtiği zaman bir müjdeymiş gibi 4 ilin de yetkilileri ve vekilleri bir tweet attı mücbir sebep uzadı şimdi hukukçularımız daha da iyi bilir bizler de yasa ve hukuk bilen insanlarız bu bir yasa teklifi komisyondan geçti daha bunun genel kurumla görüşülmesi ve yasalaşması gerekiyor. Bu geçen şey neydi oraya verilen yetki de bu maliye bakanlığının mücbir sebebi 6 ay’a ve 1 yıla kadar uzatma yetkisi sekteröl ve ciro bazın da il ve ilçe bazın da bir ayrım yapabilme yetkisi veriliyordu. Bunun yasalaşması da tahmini 25 Aralık olabilir. Şunu belirtmek isterim ki açık ve net şu an resmi olarak mücbir sebep uzamış değil ama uzayacak mı evet aldığımız görüşmeler sonunda küçük işletmelerin mücbirle devam edeceğeni belli bir cironun üzerindekileri çıkartılacağı söylendi. Bu ciro ile ilgili açıklama yapılmadı ve bir belirsizlik sürecindeyiz bu tüm tüccar ve esnaflar ve tüm mali müşavirler için katlanacak bir durum değil. Talebimiz çok nettir en kıssa zamanda yapılacak durumu bizlere bildirilmesi minumum 3 veya 6 ay kayıtsız şartsız uzatılalıması ve ne olacaksa bizlere bir hazırlık süreci tanınıp ve verilen yetkinin kullanılmasını talep ediyoruz” ifadelerine yer verdi