AVCI: KADINA YÖNELİK ŞİDDET TOLERE EDİLEMEZ! « Hatay Yeni Haber Gazetesi

23 Kasım 2024 - 18:44

AVCI: KADINA YÖNELİK ŞİDDET TOLERE EDİLEMEZ!

Hatay Sağlık Emekçileri Sendikası Şubesi tarafından kadına yönelik şiddet ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Şube yetkilisi Meryem Avcı okudu.

AVCI: KADINA YÖNELİK ŞİDDET TOLERE EDİLEMEZ!
Son Güncelleme :

27 Mayıs 2021 - 11:29

234 views

AVCI: KADINA YÖNELİK ŞİDDET TOLERE EDİLEMEZ!

Hatay Sağlık Emekçileri Sendikası Şubesi tarafından kadına yönelik şiddet ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Şube yetkilisi Meryem Avcı okudu.

Avcı, yaptığı basın açıklamasında, “Kadına yönelik şiddet her geçen gün artmakta ve küresel bir sorun olarak karşımıza çıkmaya devam etmektedir. Dünya çapında doğurganlık dönemindeki her üç kadından birinin, hayatı boyunca yakın partnerleri ya da eşleri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldıkları bilinmesine rağmen, kadınlar salgın döneminde hiçbir önlem alınmadan evlere kapatıldı. İzolasyon sonucunda kadına yönelik şiddette yaşanan küresel artış Birleşmiş Milletler tarafından “gölge pandemi” olarak adlandırıldı. Birleşmiş Milletler kadın biriminin pandeminin küresel olarak kadınlara etkilerine yer verdiği raporunda; kadına yönelik her türlü şiddetin arttığı, kadın sağlığının dikkate alınmadığı, ekonomik kriz ve göçün kadınlar üzerinde daha fazla olumsuz etkilere neden olduğu bildirilmiştir. Rapora göre; pandemiden önce, her üç kadından birinin yaşam süresi boyunca şiddete maruz kalacağı tahmin edilirken,  şimdi ise bu kadınların pek çoğu failler ile birlikte eve hapsolmuş durumda ve artmış şiddet riski ile karşı karşıya bırakılmışlardır. Kod-29 uygulaması ise tacizi, ayrımcılığı, mobbingi ifşa eden kadınlara dönük bir silah gibi kullanılmıştır. Kod-29, kadın yoksulluğunu ve işsizliğini derinleştirirken, kadınlara yönelik ekonomik, fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddetin artmasına neden olmuştur. Eril yargı kararları bu süreçte devam etmiş, Hakimler Savcılar Genel Kurulu tarafından 30 Mart 2020 tarihinde imzalanan karar ile, 6284 sayılı kanun askıya alınmış, evden uzaklaştırma tedbirinin uygulanması esnetilmiştir. Artan ev içi şiddeti önlemek için hiçbir önlem alınmadığı gibi çıkarılan infaz düzenlemeleriyle kadınlar aynı evde şiddet failleriyle birlikte yaşamaya zorlanmıştır. En vahim olanı ise, 20 Mart 2021 tarihinde TBMM devre dışı bırakılarak bir gece yarısı kararnamesiyle, kadınları şiddete karşı koruyan en kapsamlı uluslararası sözleşme niteliğinde olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı olmuştur.

reklam

BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK

Salgın koşulları iktidarı kayyum politikasından vazgeçirmemiş,  kayyumlar eliyle şiddete karşı oluşturulan kadın birimleri kapatılmış, kadın hizmetleri müdürlüklerine erkekler atanmış, belediye kreşleri kapatılarak pek çoğu Diyanete devredilmiş, Kadın örgütlerinin çalışmaları dernekler yasası ile kısıtlanmıştır. Bununla birlikte iktidarın hamleleri devam etmiş,  TBMM’de kadına yönelik şiddete karşı kurulan araştırma komisyonunda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ ne aktif rol verilirken, kadın örgütlerine yine yer verilmemiştir. Tüm bu yaşananları tekrar tekrar ifade etmemizin nedeni, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı olarak bu sorunların kaynağını bilmesi ve çözüm üretmesi gereken Sayın Derya Yanık’ın artan şiddetin nedenlerini kendisinin de merak ettiğini ifade ettiği talihsiz açıklama olmuştur. Kadınlar her gün  evde, işte, okulda, sokakta erkek-devlet şiddetine maruz kalmakta ya da şiddet tehdidi altında yaşamlarını sürdürürken, siyasal iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, kadın düşmanı politikaların sürdürücüsü olmaya devam etmektedir. Atandığı günden bu yana sürekli olarak kadınların gerçek sorunlarından ne kadar uzak ve kadın bilincinden ne kadar yoksun olduğunu gösteren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık,  TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırma Komisyonu’ nda yaptığı sunumda; pandemi döneminde, kadına yönelik şiddet olaylarındaki artışın “tolere edilebilir” düzeyde, yani ” hoşgörülebilir” olduğunu belirtmiştir. Bakan Derya Yanık bu sözleriyle iktidarın kadına yaklaşımını da bir kez daha ortaya koymuştur. Ataerkil kapitalist sistemin yarattığı ayrımcılık ve eşitsizliğin pandemi boyunca boyutlanarak artması sayın bakan için sıradan bir mesele olarak görülmektedir. Ev içinde ve kamusal alanda katlanarak artan fiziksel, cinsel, psikolojik, dinsel ve ekonomik şiddet, bakan Derya YANIK tarafından münferit olarak kabul görmektedir. Sayın Bakana buradan sesleniyoruz: Kadına yönelik şiddeti münferit ve meşru gören anlayışınıza ve kadın düşmanı politikalara biz kadınların tahammülü kalmadı! Kadına yönelik şiddet tolere edilemez! Bizim bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok! Yaptığınız açıklamaları savunmak yerine,  kadınlardan özür dilemeli ve derhal istifa etmelisiniz!

”KADIN VE EŞİTLİK BAKANLIĞI KURULMALI

Yine kamuoyunun yakından hatırladığı üzere, Bakan Derya Yanık’ ın 23 Nisan’ da makamında ağırladığı 10 yaşındaki çocuğa ‘Ramazan dolayısıyla’ bir şey ikram etmediğini söylemesi ve çocuğun koruma evinde kaldığını dile getirmesini nutkumuz tutularak izlemiştik.  Toplum nazarında Bakan Yanık’ın 10 yaşındaki bir çocuğa dahi oruç tutmakla mükellefmiş gibi muamele yapması ve koruma evinde kaldığını ısrarla belirtmesi, kendi inancına göre çocuğu yönlendirmesini kabul edilemez bulduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Bizler bu anlayışı,  Ensar Vakfı’ nda yaşanan çocuk istismarında ” bir kereden bir şey olmaz” diyenlerden hatırlıyoruz. Bu politikaların ve saldırıların  yarattığı sonuç, daha çok çocuğun istismar edilmesine, daha fazla kadının şiddete uğramasına ve öldürülmesine sebep olmaktadır. Biz KESK’li Kadınlar olarak yıllardır söylediğimizi buradan bir kez daha ifade ediyoruz; Kadına yönelik şiddet politiktir’ ‘Çözümü için kadınlarla birlikte etkin politikalar üretilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında sağlanması gereklidir. İstanbul sözleşmesinin fesih kararından derhal vazgeçilmeli ve sözleşme tüm maddeleriyle birlikte etkin olarak uygulanmalıdır. Kadını birey olarak görmeyip aile odaklı politika üreten bakanlık kapatılmalı, kadınlarla beraber politika üretecek ”KADIN VE EŞİTLİK BAKANLIĞI” kurulmalıdır. Bizler, ataerkil kapitalizmin yarattığı ayrımcılık ve eşitsizlik son bulana dek mücadelemizi sürdürme kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Cinsiyetçi, tekçi, heteroseksist, gerici ve militarist politikalara karşı, kadın dayanışmasından aldığımız güçle haklarımızı ve hayatlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Eşit ve özgür bir yaşamı örgütlü mücadelemizle biz kadınlar inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.

reklam

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.