BARUTÇU: ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE KARŞI MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ
Hatay Tabip Odası Kadın Hekimlik Kolu Dr. Şükran Güleç Barutçu, şiddete tepki gösterdi.
Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz’ın da hazır bulunduğu toplantıda açıklama yapan Barutçu; “25 Kasım, Dominik Cumhuriyeti’nde insan hakları ve demokrasi için mücadele eden Mirabel Kardeşler’in 1960 yılında faşist Trujillo rejiminin militer güçleri tarafından tecavüz edilerek öldürülmesi nedeniyle 1999 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan edilmiştir. 1999’dan beri, her yıl 25 Kasım’da dünyanın her yerinden kadınlar olarak kadınlara yönelik şiddete karşı ses çıkarıyoruz. TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu olarak ise her 25 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da erkek şiddeti ile aramızdan alınan meslektaşımız Dr. Aynur Dağdemir’i cesaretiyle anıyoruz. Biz kadınlar her yeni güne yeni bir şiddet, baskı, savaş gerçeğiyle başlıyoruz. Bitmeyen savaşlar, ekonomik krizler, yoksulluk, tarihin her döneminde olduğu gibi toplumda yine en önce kadınları hedef alıyor.
Reklam
KADINLAR DAHA FAZLA YOKSULLAŞIYOR
Savaşlar, ekolojik yıkım ve pandemi gerçeği ile tekrar gördük ki krizlerden beslenen erkek iktidarlar olurken, yıkıcı sonuçlarından en fazla ve ilk olarak kadınlar etkileniyor. Krizler kadınlara yönelik saldırılar için fırsata çevriliyor. Polonya’da kürtaj yasasının çıkışı, ülkemizde İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, pandemi ile güvencesiz çalışmanın yerleştirilmesi bu saldırılara son örneklerden. Cezasızlık ile ödüllendirilen erkek şiddeti, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi sonrası kadınları hayattan koparmaya devam ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre de; Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekildikten sonra erkekler tarafından katledilen kadınların sayısı artıyor. Sözde “Dönüşen” dünya kadınlara yeni şiddet biçimleri getirirken, çocuk yaşta evliliğe zorlanma, namus adı altında kadın kırımları muhafazakarlaşan politikaların da etkisiyle baş göstermeye devam ediyor. Tüm dünya Taliban rejiminin Afgan kadın ve çocuklarına yaptıklarını, İran mollalarının gericiliğini seyre duruyor. Emek alanında ise pandemi bahanesiyle getirilen güvencesiz çalışma koşulları kadınlara dayatılmaya devam ediliyor. Derinleşen ekonomik kriz ile kadınlar erkeklere oranla daha fazla yoksullaşıyor, işsiz bırakılıyor.
Reklam
Yoksulluğun getirdiği sorunlar ile bakım emeği sırtlarına yüklenmiş olan kadınların kaygıları, yaşam stresleri kat be kat artıyor. Biz kadın hekimler ise hem yaşadığımız hak kayıpları hem de kamusal ve özel alanda toplumsal cinsiyet rolleriyle mücadele ederken bir de performans baskısı, esnek çalışma saatleri, güvensiz çalışma ortamları, mobbing, sağlıkta şiddet ile karşı karşıya kalıyoruz. Sağlığı sunanlar olarak sağlık hizmetlerinin kadın sağlığına ne denli kör olduğuna her gün şahitlik ediyoruz. Sermayeye büyük paylar ayıran bütçelerde HPV aşısına, gebeliği önleyici yöntemlere ve daha birçok koruyucu sağlık hizmetine yer verilmiyor. Bizler emeğimize sahip çıkarken, kadın sağlığına kör sağlık hizmeti yapılanmasına karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Her alanda sıkışmış kapitalist ataerkil sistem çözümü kadınları, emekçileri, akademiyi, bilim insanlarını hedef almakta buluyor. Son olarak TTB Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanması ile topluma göz dağı verilmeye çalışılıyor. Ancak hem dünyada hem de ülkemizde artan bu saldırılara karşı kadın mücadelesi de hız kesmeden devam ediyor. İran’da molla rejimine karşı çıkan kadınların direnişi tüm kadınlara cesaret veriyor. Bizler de sağlıklı bir toplum için kadın mücadelesini birincil görüyoruz. Umut etmek ve direnci büyütmek için çok sebebimiz var. Savaşın, ekolojik yıkımın, tüketim toplumu dayatmasının, ölümün karşısında üretken, örgütlü, özgürlükçü, yaşamdan yana olan kadınlar var” ifadelerini kullandı.
Reklam
http://www.asitemizlik.com.tr, Bu Reklam Linki ile firmamıza başvuru yapanlara firmamız tarafından %10 indirim yapılacaktır.