Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası TÖBSEN Adına Merkez Yürütme Kurulu Başkanı Deniz EZER , Toplu iş sözleşmesi, ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı hakkında basın açıklaması yayımladı.

Töbsen Başkanı Deniz Ezer açıklamasında: “Ülkede açlık,yoksulluk sıradan bir hale gelmiştir.Halkın yüzde 80’i yoksulluk,sefalet içinde yaşamaya mahkum edilmiş durumda.Bu somut tablo varken bunun sebebinin küresel bir ekonomik kriz olarak tanımlamak sadece ona bağlamak halkı kandırmaktan başka bir şey değildir.3 sene önce Hedef 2023 deyip şahlanma dönemi olacak denilirken bugün ekonomi yönetimi iflas etmiş durumdadır.Bunun tek sebebi vardır kaynakların doğru kullanılmaması ve sermayeye aktarılan paralardır.
Ülkede üretim yok,tarım bitmiş durumda;üretimin olmamasının sebebi de tarım’ın bitmiş olmasının sebebi de ekonomik kriz değil;siyasi iktidar’ın sosyal ve ekonomik politikalarının iflas etmiş olmasıdır.Ekonomik kriz bir sonuçtur.Her şeyi algı üzerinden kurgulamak,sıcak parayı piyasaya sürmek var olan kamu iktisadi kuruluşları,fabrikaları satıp nakit üretmek geçici bir refah sağlamak dışında başka bir şey olmamıştır.Üstelik ekonomik kriz varken tasarrufu sadece halktan beklemek,siyasi iktdarın lüks yaşam ve harcamalar konusunda geri adım atmaması,seçimde akıtılan paralar kriz’i faturasını halka mal etme zihniyetidir.Yapılan fahiş zamlar için 2 yıl idare edin denmesi de bu zihniyetin devam ettiğinin göstergesidir.
Gabar’da petrol ve Karadenizde doğal gaz bulduk deyip aylarca reklamını yaptıktan sonra akaryakıta rekor zam bindirmek ülkemize ait bir özellik olsa gerek.Son bir aydır akaryakıt ve doğalgazda ÖTV artışı, hemen her şeyin KDV oranlarının artırılması, TL’nin döviz karşısında değer yitirmesi ile hızlanan zam fırtınası zincirleme bir şekilde temel tüketim dahil A’dan Z’ye tüm ürünlere yansımaya devam ediyor. Dolayısıyla tüm emekçilerin satın alma gücü, reel ücreti hızla buharlaşıyor.
TÜİK çalışma prensibini kaybetmiş iktidar tarafından kendine verilen görevi yapmaya devam etmektedir. Pazarda,çarşıda,markette,mutfakta gerçek anlamda hissettiğimiz. yaşadığımız gerçek hayat pahalılığını elinden geldiğince düşük göstermeye devam etmektedir.İktidarın TÜİK vasıtası ile enflasyonu düşük gösterme, böylece milyonlarca kamu çalışanının ve emeklinin maaş-ücret artışlarını da mümkün olduğunca düşük tutma politikası TÜİK üzerinden şekillenmektedir.
TÜİK’in resmi verilerine göre enflasyon (TÜFE) Temmuz’da aylık %9,49 artmış, yıllık enflasyon ise %47,83’e çıkmıştır. Bağımsız iktisatçıların kurduğu Enflasyon Araştırma Grubu(ENAG) ise enflasyonun Temmuz’da aylık %13,18, yıllık ise %122,88 arttığını açıklamıştır..
Sadece ev kiralarına baksak geldiğimiz ekonomik krizin boyutlarını görmüş oluruz.Örneğin tüm veriler kiraların son dört yılda altı kata yakın arttığını göstermektedir. Bugün özellikle büyükşehirlerde kira tutarları asgari ücreti aşmıştır. Ortalama maaş alan bir kamu emekçisi maaşının %70’ini kiraya ayırmak zorunda kalmaktadır.
Açıklanan TÜİK verilerine göre ise kira-konut enflasyonu aylık sadece %6,03 artmıştır.Oysa gerçekte sadece son bir ay içinde gıdadan, kiraya, ulaşımdan sağlığa tüm ana harcama gruplarında yaşanan zam sağanağı TÜİK enflasyon verilerini katlamaktadır.
Son bir ayda ;