Çevik: “AKP iktidarı ülkemizdeki özgürlük ve güvenlik dengesini bozdu”
Demokrat Parti Sözcüsü Doç. Dr. Neslihan Çevik, yayınladığı haftalık basın açıklamasında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Doç. Dr. Neslihan Çevik’in gündeme ilişkin olarak yaptığı haftalık basın açıkalaması şöyle:
Bu ülkenin sokaklarında, bu ülkenin başkentinde güpegündüz siyasetçiler, akademisyenler,
suçsuz günahsız insanlar öldürülüyor. Sadece bu mu şaşkınlıkla izlediklerimiz? Uluslararası
mafya, yerli mafya kendi içinde infazlar yapıyor, güya mühacir olanlar hem birbirine hem
vatandaşlarımıza kılıçla silahla saldırıyor, çoluk çocuk tecavüze uğruyor ve neredeyse her gün
kadınlar katlediliyor!..
Bunların sorumlusu elbette ki bütün bu olup bitene kulağını kapatan, sağır ve dilsiz rolünü
oynayan iktidar ve onun güç sahipleridir.
Aslında, AKP iktidarı ülkemizdeki özgürlük ve güvenlik dengesini bozdu. Bize diyor ki “Ya
güvende olacaksın ya özgür olacaksın!” Halbuki iktidara gelirken ne güvenliğimiz için
özgürlüklerimizden, ne de özgürlük için güvenliğimizden vazgeçmeyeceğiz demişlerdi.
Geçmişte de seçim arifelerinde insanları güvenlik endişesine sokup, özgür ve hür iradesi ile
seçime gitmenin önüne geçmeye çalıştılar. “Özgürlük mü, güvenlik mi?” ikileminin içinden
bir iktidarlar devşirdiler!!!
Bir kere bunun tadını aldılar. Şimdi de iktidarın nimetlerinden vazgeçmemek için aynı yolu
denerler mi? Bunu kime soruyoruz? İktidara yön vermeye çalışan odaklara ve bu odaklara karşı
sessiz kalan iktidara…
Bugün, bizi getirdikleri noktada ne özgürlük bıraktılar ne de güvenlik. Biz de diyoruz ki, bu
ülkenin her bir ferdi, her bir toplum kesimi alabildiğince özgür, alabildiğince huzurlu ve
alabildiğince güven içinde olmalı. Birinden birini seçmek zorunda olmamalı! Güvenlik ve
özgürlük arası hassas dengeyi sağlamak muhalefet olarak boynumuzun borcu oldu!
“Karkas et fiyatları 130 liraya dayandı”
AKP iktidarının ısrarla izlediği yanlış tarım ve hayvancılık politikaları artık işleri içinden
çıkılmaz bir hale sokmak üzere.
Daha önce dikkat çekmiştik. Besicilik yapan yetiştiriciler, başta yem fiyatları olmak üzere girdi
fiyatlarının artmasına rağmen kesim fiyatlarının artmamasından dolayı zararına üretim
yapıyorlardı. Zararına üretim de sektöre büyük darbe vurmuştu. Bu süreçte binlerce büyükbaş
hayvan, yetiştiricilerin maddi yetersizliğinden dolayı kesime gitmişti.
Şimdi kesim fiyatları yükseldi ve biraz olsun yetiştiricinin de zararı azaldı. Konunun uzmanları
çok yakın bir zamanda kesim fiyatlarının 130 lirayı da aşacağını söylüyor.
“Türkiye Avrupa’nın en az kırmızı et tüketen ülkesi haline geldi”
Ancak, bu sefer de ahırlarda hayvan sayısının düşmesiyle yükselişe geçen karkas kesim fiyatları
durdurulamıyor. Bu hafta kesim fiyatlarına göre dana karkas kesim fiyatlarındaki aylık artış
yüzde 18 olarak gerçekleşirken, yıllık değişim ise yüzde 111.7 oldu.
Peki sonuç ne? Karkas et fiyatlarının yükselmesi kasaplarda satılan etin kilosunu da yükseltti
ve yükseltmeye de devam edecek. Fakir fukara için bayramdan bayrama tüketilen et artık birçok
insan için de hayal olacak bu gidişle. İşin doğrusu, önce besicye zarar ettiren politkilar ile şimdi
ise karkas ette ki artış ile, Türkiye Avrupa’nın en az kırmızı et tüketen ülkesi haline geldi. Hep
diyoruz ya, yaparsak AKP yapar.
“Yatırımı toprağa ve tarıma yapın”
Bütün bunlar ortadayken ve çözüm olarak üreticileri destekleyip, yem sorununu kalıcı bir
şekilde çözmek, mera hayvancılığını teşvik edip küçük işletmeleri desteklemek gerekir iken
AKP iktidarı çareyi ithalatta buluyor. Bir süredir Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kasaplık et
ithalatı için çalışmalar yaptığı, Avrupa ülkelerine yetkililer gönderdiği herkesin bildiği bir
durum. Buradan iktidarı bir kez daha uyarıyoruz; inşaat ve beton sevdasından, rant hırsınızdan
vazgeçin, yatırımı toprağa ve tarıma yapın.
Reklam
“Sağlıkta neler oluyor?”
AKP iktidarı “eser siyaseti” yaptık diyerek övünüp duruyor. Bu eser siyasetinin içinde de en
çok yaptığı sağlık reformlarından bahsediyor. Havuz medya her programda Şehir
Hastanlerinden bahsedip duruyor. Binaları devasa olsa da, içinde artık doktor kalmamış ve rant
odaklı sağlık zihniyetiyle tam bir felakete dönüşmüş şehir hastanelerinden…
Çalışmayan bir aile hekimliği sistemi ve hasta sevk zinciri, iflasın eşiğine getilirilmiş üniversite
ve devlet hastaneleri bir yana; biz bugün başka bir facianın altını çizeceğiz.
Reklam
“Hem doktorlar hem hastalar mağdur ediliyor”
AKP iktidarının Sağlık Bakanı, hekimleri tüccar hastaları ise müşteri olarak görse gerek ki, aile
sağlığı merkezlerinde ve hastanelerde muayene süresini 5 dakika ile sınırlamış.
Doktorlara “ne kadar çok hastaya bakarsanız o kadar ilave gelir sahibi olursunuz”
denilerek uzatılan zehirli bir havuç ile hem doktor hem de hasta mağdur ediliyor! Bir hekimin
günde en az 100 hastaya bakması, muayene etmesi isteniyor. Küçük bir bakkal sahibinin bile
günde 100 müşteri ile ilgilinmesi imkansız iken, insanların hayatları ile ilgili karar veren
doktorların 100 hastaya bakması bekleniyor.
Bu rant odaklı ama gerçek dışı sağlık sistemi hekimlerimizi tamamen tüketiyor; hatta
hekimlerimizi öldürüyor. Nitekim Türkiye’nin dört bir yanından görev başında kalp krizi
yüzünden ölen doktor haberleri geliyor.
Reklam
“15 saat içinde 973 hastaya bakmışlar!”
Yakın bir süre önce İzmir’in Buca ilçesindeki Seyfi Demirsoy Eğitim Araştırma Hastanesi acil
servisinde görevli 53 yaşındaki Doktor Uğur Dalbaşı, görev başındayken saat kalp krizi geçirdi.
Dalbaşı, acil serviste görevli bir başka doktor ile birlikte rahatsızlandığı ana kadar 973 hastaya
bakmıştı. Düşünün 15 saat içerisinde tam 973 hasta!
Hekimler tüketildiği gibi hastalar da mağdur ediliyor. Sağlık Bakanlığı verileri açıklamasa da
gerçekler ortadadır. Geçen sene ülkemizde acilleri ziyaret eden hasta sayısı tam 130 milyon;
yani ülke nüfusunun neredeyse iki katı olarak gerçekleşmiş. Acillerdeki bu yığılmanın
sebebinin çok iyi araştırılması gerekmektedir.
AKP iktidarı “eski Türkiye’de hastane önlerinde kuyruk vardı, bunların hepsi tarih oldu”
diyor ama şimdi hem acillerde yğılma oluyor hem de telefon sistemi ile randevularda akıl almaz
kuyruklar oluşuyor.
“Doktoru hasta, hastayı daha beter ediyorlar”
Halk dahiliye, cildiye, göz, diş, kulak burun boğaz gibi bölümler başta olmak üzere birçok
bölümden randevu bulamıyor. Hele hele ameliyatlar için çok uzun süre beklenilmesi gerekiyor.
Sonunda muayene olabilen vatandaşın bekleme çilesi bununla da bitmiyor. Eğer doktor
kendisini başka muayeneler için sevk ederse, onlar için de aylarca yeniden randevu sırasına
girmek zorunda bırakılıyor.
İşte, “sağlıkta çağ atladık” dedikleri bu! Görevi vatandaşları sağlığına kavuşturmak olan
sistem, AKP eli ile hem doktoru hasta eden hem de hastayı daha beter eden bir sisteme
dönüşmüş!
Reklam
http://www.asitemizlik.com.tr, Bu Reklam Linki ile firmamıza başvuru yapanlara firmamız tarafından %10 indirim yapılacaktır.