Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi kuruluşunun birinci yıl dönümünü kutluyor. Genel Başkan Ali Babacan, partisinin kurucularıyla birlikte sabah saatlerinde Anıtkabir’i ziyaret etti. Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladıktan sonra Genel Merkez’e geçen Babacan çevrimiçi bir toplantıda 81 il başkanına seslendi.
Bir yıllık süre zarfında DEVA Partisi’nin ekonomi, sağlık, hukuk ve dış politikada önerdiği politikaların önemli değişimlere yol açtığını vurgulayan Babacan şu ifadeleri kullandı:
“Ekonomiyi anlattık, akraba bakan yok oldu”
“Merkez Bankası’nı nasıl borca batırdıklarını halkımıza biz anlattık. Tam 130 milyar dolarlık döviz rezervini adeta kibrit çakıp yaktılar, dedik. Türkiye, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin başına bir iş geldiğini DEVA’dan öğrendi. Gerçek enflasyon açıklanmıyor, dedik. ‘Varlık Fonu’nu kapatacağız’ dedik, ‘orası kara delik, doğmamış çocuklarımıza kadar borçlandırdılar’ dedik. Biz bu ekonomik tabloyu vatandaşımıza anlatınca akraba bakan yok oldu. Rakamları Ayarlama Enstitüsü senelerdir ‘vekaleten’ yönetiliyor, asil atanmıyor dedik. Beş sene sonra ilk kez asaleten atama daha yeni gerçekleşti.
“Dış politikada eksen kaydı dedik, dil değiştirdiler”
“Biz ekonominin temeli hukuktur deyince reform yapacağız diye ortaya çıktılar. Konuşmalarına ‘hukuk’ eklemeye başladılar. Tabii hukuka uymamaya devam ediyorlar. Dış politikanın ekseni kaydı dedik; halkımızı hamasetle kandırmayın, dedik. Birden Şangay Beşlisi’ni dilinden düşürmeyen Cumhurbaşkanı ‘Kendimizi Avrupa’da görüyoruz’ dedi.
“Sağlıkta seviyeyi DEVA belirledi”
“Salgınla mücadeleyi beceremeyen iktidar tüm meslek örgütlerine kapısını kapattı ve canları pahasına çalışan doktorlarımıza utanmadan hain dediler. Biz Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere tüm sağlık örgütleriyle görüştük. Tüm sağlık örgütlerini genel merkezinde ağırlayan ilk parti olduk. 15 Kasım 2020’de günlük en az 30 bin Covid-19 vakasını gizlediklerini, dünyada ilk beşte olduğumuzu söyledik. Makyajlı veriler açıklamaya devam ettiler. Bir süre sonra benzer rakamı kendileri açıkladılar. Gerçekten de dünyada ilk beşte olduğumuz maalesef ortaya çıktı.
“Parlamenter sisteme geçiş için diyalog ve istişare sürecini başlattık”
“Ülkemizin başındaki en büyük problemin taraflı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olduğunu söyledik. Ülkemizin gündemini hızla güçlendirilmiş parlamenter sistemin parametrelerine çevirdik. Siyasi partilerle bu konuda ikili bazda diyalog ve istişare sürecini başlattık. Bunların ardından Cumhurbaşkanı ‘yeni anayasa’ dedi. Biz bu gündemi ortaya koymasaydık, muhalefet partileriyle birlikte ikili süreçler başlatmasaydık ‘yeni anayasa’nın akıllarına gelip gelmeyeceği şüpheli.”
DEVA Partisi’nin bir yıllık süre zarfında siyasetin dilini değiştirdiğini belirten Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dinleyerek siyaset yapılacağını herkese gösterdik”
“Bağıran, küfreden, hakaret edenlere karşı nezaketimizi ve bilgimizi konuşturduk. Kavgayla değil, diyalogla; ‘ben bilirim’ diyerek değil, istişare ve otak akılla; konuşarak değil, dinleyerek; laf üreterek değil, çalışarak siyaset yapılacağını gösterdik.
“Kapatılan veya bölünmüş bir partinin yapısı üzerine kurulmadık”
“DEVA Partisini kurduk çünkü klasik muhalefet anlayışının kötüye gidişi durduramayacağını gördük. Partimizi ülkemizin her kesiminden gelen insanlarla birlikte yol yürümek için kurduk. DEVA Partisi kapatılan bir partinin var olan yapısı üzerine konuşlanmadı, bölünmüş bir partinin kısmen hazır olan yapısı üzerine kurulmadı. Sıfırdan, yeni bir kadroyla, siyasete ilk defa bu çatı altında giren çok sayıda arkadaşımızla ve yepyeni teşkilat yapısıyla kuruldu.
“Şikâyet etmiyoruz, çözüm üretiyoruz”
“Yepyeni bir siyaset kültürü inşa ediyoruz. Sadece eleştiren, şikayet eden muhalefet değil, sorunları çözmek için çalışan, çözüm ve öneri üreten bir muhalefetin nasıl olacağını gösteriyoruz. ‘Bunun elini sıkmam, şunun masasına oturmam’ demeden yepyeni bir siyasi dil inşa ediyoruz. Herkesin güven içinde yaşadığı bir ülke için buradayız. Temel amacımız, herkesin insan onuruna yaraşır iş, aş, huzur ve refah sahibi olduğu bir Türkiye’dir. Yatırımla, üretimle, ihracatla, bilek gücüyle, alın ve akıl teriyle büyüyen, herkese fırsatlar sunan bir Türkiye’dir.”