Erkan Baş: Maden kazasından ceza alan bir bürokrat neden terfi ettirildi?
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Bartın’ın Amasra ilçesinde bulunan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında meydana gelen ve 41 madencinin hayatını kaybettiği patlamayı 3 Bakanlığa ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sordu.
Reklam
14 Ekim Cuma günü saat 18.15 sıralarında TTK’ye bağlı maden ocağının -300 kotunda meydana gelen
grizu patlaması sonucunda; patlama sırasında mesaide olan 110 işçiden 58’i kendi imkanlarıyla
kurtulabilirken 41 işçi hayatını kaybetti. Yaralı olarak kurtulan 11 işçiden 5’inin durumu ise ağır
seyrediyor.
Sayıştay’ın 2018 ve 2019 TTK Denetleme Raporları’nda patlamanın gerçekleştiği maden işletmesinde
olması gerekenden çok daha az vasıflı işçi istihdam edildiği, bu durumun üretimi ve iş güvenliğini
etkilediği tespitleri yer alıyor. Öte yandan hayatını kaybeden madencilerin yakınlarının öne sürdüğü
iddialar da 41 işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetindeki ihmalleri işaret eder nitelikte.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, konuya ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na 4 ayrı soru önergesi verdi.
BAŞ, SOYLU’YA AFAD’IN AÇIKLAMASINI SORDU
Teknik raporlara dikkat çekilen önergelerde Baş, Soylu’ya yalnızca ¨Amasra’daki patlamanın ilk
saatlerinde AFAD, patlamanın trafodan kaynaklandığını ifade etmiştir. Bu açıklamanın gerekçesi nedir?
Bu tür dezenformasyon yaratan açıklamaların sorumluları hakkında işlem yapılmakta mıdır?¨ sorusunu
yöneltti. Öte yandan Emniyet Genel Müdürlüğü, patlamanın hemen ardından sosyal medya
paylaşımlarının ¨provokatif içerikli¨ olduğu iddiasıyla aralarında gazetecilerin de olduğu 12 kişi
hakkında soruşturma başlatmıştı.
SAYIŞTAY RAPORLARINI HATIRLATTI, TEDBİRLERİ SORDU
Baş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e aşağıdaki 9 soruyu yöneltti:
1. Sayıştay’ın 2018 ve 2019 TTK Denetleme Raporları’nda patlamanın gerçekleştiği maden
işletmesinde olması gerekenden çok daha az vasıflı işçi istihdam edildiği, bu durumun üretimi
ve iş güvenliğini etkilediği “Ocaktaki üretimin, su tahliyesinin, hayati önem arz eden
havalandırmanın devamlılığı, merkezi gaz izleme servisi tarafından 24 saat takip edilmesi
gereken tehlikeli gazların ölçülmesi için sürekli değişen şartlara göre gerekli sistemlerin
kurulması, bu sistemlerin arıza ve bakım çalışmalarının eksiksiz ve zamanında yapılabilmesi,
bu durumun gerek işçi sağlığı ve iş güvenliği gerekse üretimin sürekliliği açısından olumsuz
sonuçlara sebep olmaması için Müessesenin, hazırlık, tamir tarama, bakım onarım, elektromekanik vb. işçi noksanlıkları bir an önce giderilmelidir” ifadeleriyle belirtilmektedir. Bu
konuda ilgili birimler hangi tedbirleri almışlardır? Dikkat çekilen nitelikli personel eksikliği
giderilmiş midir?
2. 41 maden işçisinin hayatını kaybetmesine neden olan kazada yukarıda belirtilen hayati
sistemlerdeki aksamaların rolü var mıdır?
3. O zamanki ismiyle Aile Sosyal Politikalar ve Çalışma Bakanlığı’nın madenlerde yaptığı
teftişlere dair 2018 yılı genel değerlendirme raporunda; “Yeraltı maden işyerlerinde merkezi
izleme sisteminin olmaması/çalışmaması, ikinci bağlantı yolunun bulunmaması gibi konular
oluşturmaktadır. Bu durum maden işletmelerinin büyük bir kısmının üretim faaliyetlerinin de
düzenli olmasını sağlayacak temel güvenlik tedbirlerini almadıklarını, bu eksikliklerini teftiş
sırasında tamamlamaya çalıştıklarını göstermektedir. Özellikle yeraltı madenciliğinin ilkel
metotlarla yapıldığı işyerlerinde tekrarlanan iş sağlığı ve güvenliği ihmallerinin iş kazası
TİP Basın Bürosu
sayısını artırması muhtemeldir” ifadeleri yer almaktadır. Yaşanan kazada bu raporda bahsi
geçen merkezi izleme sistemlerinin olmaması/çalışmaması sorunu ne kadar etkili olmuştur?
İşletmeye ait ocaklardaki izlem sistemlerinin kazadan önceki performansları hakkında bilgiler
kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşılacak mıdır?
4. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı yaşamını yitiren madencilerden birinin cenaze töreni
sırasında kardeşini kaybeden ablanın kardeşinin “Burada gaz kaçağı var, bizi yakında
patlatacaklar’ dediğini aktarmış ve “Nasıl ihmal oldu?” sorusunu yöneltmiştir. Benzer ifadeler
hayatını kaybeden başka madenci yakınlarınca da gündeme getirilmiştir. Madencilerin son
günlerde dile getirdikleri bu tür kaygılar kazadan önce ve/veya sonra soruşturulmuş mudur?
Madenci yakınlarının bu ifadeleri ve gündeme getirdikleri sorulara yanıtınız nedir?
‘SİCİLİNDE MADEN KAZASINDAN CEZA BULUNAN BİR BÜROKRAT NİYE TERFİ
ETTİRİLDİ?’
5. Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürü Kazım Eroğlu’nun 2013’te Kozlu’da 8 işçinin
yaşamını yitirdiği maden kazası davasında sanık olmuş ve ceza almıştır. O sırada TTK Kozlu
Müessese Müdürü olan Kazım Eroğlu ile Yardımcısı Nurettin Yılmaz tali kusurlu sayılarak
TCK 85/2 maddeye göre haklarında 4’er yıl hapis cezası verilmiştir. TCK madde 62’ye göre
1/6 indirim yapılarak haklarında 3’er yıl 4’er ay hapis cezasıyla mahkumiyet verilmiş, tedbir
uygulanarak para cezasına çevrilmiştir. Sicilinde, daha önce de ciddi bir maden kazasından
dolayı cezası bulunan bir bürokratın terfi ettirilmesinin nedeni nedir?
6. Türkiye ILO verilerine göre; Avrupa ülkeleri ve ABD’nin çok çok üzerinde maden kazası
oranlarına sahiptir. Yakın zamanda toplumun hafızasında hala canlı biçimde yerini koruyan,
301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı yaşanmıştır. Bu veriler ışığında Enerji
Bakanlığı’nın ve Çalışma Bakanlığı’nın ilgili birimleri başta olmak üzere konuyla ilgili kamu
kuruluşlarının, bürokratların ve bizzat bakanların katıldığı, madenlerdeki iş kazalarını önlemeye
ilişkin, özel bir plan, bir yol haritası var mıdır? Uzmanların, sendikaların, akademinin, odaların
ve yetkililerin katılımıyla uygulanabilir bir strateji ve acil eylem planı oluşturulmuş mudur?
Başka ülkelerdeki kaza oranlarıyla bizdeki arasındaki aşırı orantısızlığın nedenleri üzerine
araştırma yapılmış mıdır? Yapıldı ise varılan sonuçlar nelerdir? Kaza oranlarının görece düşük
seyrettiği ülke deneyimlerinden yararlanmak için yapılan girişimler nelerdir?
7. Amasra’daki patlamanın ilk saatlerinde AFAD, patlamanın trafodan kaynaklandığını ifade
etmiştir. Bu açıklamanın gerekçesi nedir? Bu tür dezanformasyon yaratan, açıklamaların
sorumluları hakkında işlem yapılmakta mıdır?
8. Kazanın yaşandığı maden sahasını 5 Ekim 2022 tarihinde Sayıştay Başkanlığı Enerji Grup
Başkanı İbrahim Özkarcı’nın uzman denetçiler eşliğinde ziyaret etmesinin amacı nedir? TTK
Genel Müdürü ile tam da kazanın meydana geldiği -300/-350 kotları arasında niçin
incelemelerde bulunulmuştur? Bir ihbar mı yapılmıştır? Neden böyle bir incelemeye ihtiyaç
duyulmuştur? Bu rutin bir uygulama mıdır?
‘FATİH DÖNMEZ’İN ZİYARETİ TESADÜF MÜ?’
9. Kazadan 24 gün önce, 20 Eylül 2022 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih
Dönmez’in de tam da bu işletmeyi ziyaret etmiş olması tesadüf müdür? Art arda gerçekleşen bu
üst düzey ziyaretlerin özel bir nedeni var mıdır? TTK’nin kaza sonrası yaptığı açıklamada bu
ziyaretlerden “nezaket ziyareti” olarak söz edilmektedir. İlgili bakan ve Sayıştay uzman
denetçileri bu ziyaretlerde gerekli teftişlerin yapılıp yapılmadığını sorgulamışlar mıdır? Maden
gibi en tehlikeli bir işkolunda salt nezaket ziyareti yapmak, işçi sağlığı ve iş güvenliği
konularında bilgi alış verişinde bulunmamak kabul edilebilir bir davranış mıdır?
TİP Genel Başkanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e şu soruları sordu:
TİP Basın Bürosu
1. Sayıştay’ın 2018 ve 2019 TTK Denetleme Raporları’nda patlamanın gerçekleştiği maden
işletmesinde olması gerekenden çok daha az vasıflı işçi istihdam edildiği, bu durumun üretimi
ve iş güvenliğini etkilediği “Ocaktaki üretimin, su tahliyesinin, hayati önem arz eden
havalandırmanın devamlılığı, merkezi gaz izleme servisi tarafından 24 saat takip edilmesi
gereken tehlikeli gazların ölçülmesi için sürekli değişen şartlara göre gerekli sistemlerin
kurulması, bu sistemlerin arıza ve bakım çalışmalarının eksiksiz ve zamanında yapılabilmesi,
bu durumun gerek işçi sağlığı ve iş güvenliği gerekse üretimin sürekliliği açısından olumsuz
sonuçlara sebep olmaması için Müessesenin, hazırlık, tamir tarama, bakım onarım, elektromekanik vb. işçi noksanlıkları bir an önce giderilmelidir” ifadeleriyle belirtilmektedir. Bu
konuda ilgili birimler hangi tedbirleri almışlardır? Dikkat çekilen nitelikli personel eksikliği
giderilmiş midir?
2. 41 maden işçisinin hayatını kaybetmesine neden olan kazada yukarıda belirtilen hayati
sistemlerdeki aksamaların rolü var mıdır? Burada belirtilen sorunlarla ilgili olarak Çalışma
Bakanlığı müfettişlerinin gerçekleştirdikleri iş teftişleri olmuş mudur? Bu teftişlerde ulaşılan
sonuçlar nelerdir? Sayıştay raporunda dikkat çekilen hususlar iş müfettişlerinin teftişlerinde de
gözlenmiş midir? Gözlendi ise bahsi geçen hususlara dair yapılan işlemler nelerdir?
3. Sayıştay’ın 2019 ve 2020 yıllarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu
Başkanlığı müfettişlerinin müesseseye gelmedikleri, denetim, teftiş yapmadıkları yönünde
tespiti vardır. Aynı rapora göre yalnızca 2020 yılı içinde 164 iş kazasının meydana geldiği bir
işletmede birkaç yıl boyunca teftiş yapılmamış olmasının gerekçesi nedir? Eğer teftişler
yapıldıysa elde edilen bulgular nelerdir ve söz konusu bulgularla ilgili ne tür işlemler
yapılmıştır?
4. O zamanki ismiyle Aile Sosyal Politikalar ve Çalışma Bakanlığı’nın madenlerde yaptığı
teftişlere dair 2018 yılı genel değerlendirme raporunda; “Yeraltı maden işyerlerinde merkezi
izleme sisteminin olmaması/çalışmaması, ikinci bağlantı yolunun bulunmaması gibi konular
oluşturmaktadır. Bu durum maden işletmelerinin büyük bir kısmının üretim faaliyetlerinin de
düzenli olmasını sağlayacak temel güvenlik tedbirlerini almadıklarını, bu eksikliklerini teftiş
sırasında tamamlamaya çalıştıklarını göstermektedir. Özellikle yeraltı madenciliğinin ilkel
metotlarla yapıldığı işyerlerinde tekrarlanan iş sağlığı ve güvenliği ihmallerinin iş kazası
sayısını artırması muhtemeldir” ifadeleri yer almaktadır. Yaşanan kazada bu raporda bahsi
geçen merkezi izleme sistemlerinin olmaması/çalışmaması sorunu ne kadar etkili olmuştur?
İşletmeye ait ocaklardaki izlem sistemlerinin kazadan önceki performansları hakkında bilgiler
kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşılacak mıdır?
Reklam
5. Türkiye ILO verilerine göre; Avrupa ülkeleri ve ABD’nin çok çok üzerinde maden kazası
oranlarına sahiptir. Yakın zamanda toplumun hafızasında hala canlı biçimde yerini koruyan,
301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı yaşanmıştır. Bu veriler ışığında Enerji
Bakanlığı’nın ve Çalışma Bakanlığı’nın ilgili birimleri başta olmak üzere konuyla ilgili kamu
kuruluşlarının, bürokratların ve bizzat bakanların katıldığı, madenlerdeki iş kazalarını önlemeye
ilişkin, özel bir plan, bir yol haritası var mıdır? Uzmanların, sendikaların, akademinin, odaların
ve yetkililerin katılımıyla uygulanabilir bir strateji ve acil eylem planı oluşturulmuş mudur?
Başka ülkelerdeki kaza oranlarıyla bizdeki arasındaki aşırı orantısızlığın nedenleri üzerine
araştırma yapılmış mıdır? Yapıldı ise varılan sonuçlar nelerdir? Kaza oranlarının görece düşük
seyrettiği ülke deneyimlerinden yararlanmak için yapılan girişimler nelerdir?
‘MADEN KAZALARINI ÖNLEMEK CUMHURBAŞKANI VE HÜKÜMETİN ASLİ GÖREVİ
DEĞİL Mİ?’
6. Son yıllarda madenlerin özelleştirilmesi, rödovans sistemi ile çalıştırılması, az sayıda ve
güvencesiz çalışanla çok üretim yapmaya dayalı iş yoğunlaştırılması uygulamaları gibi yapısal
sorunlar yaratan politikaların sık yaşanan ölümlü kazaların ortaya çıkmasındaki rolü
sorgulanmış mıdır? Bu politikalar gözden geçirilecek midir? Sayın Çalışma Bakanı Vedat
Bilgin’in de altında imzası olan, üniversitelerin Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri
TİP Basın Bürosu
Bölümü akademisyenlerinin 2014’te Soma Maden Kazası sonrası yayınladıkları bir
deklarasyonda şu ifadeler yer almaktadır: “Güvencesiz, sendikasız çalıştırma biçimlerinde ve
alt işveren uygulamalarında son yıllarda yaşanan hızlı artış, işçi ölümlerinin artmasının önemli
nedenleri arasındadır. Özellikle devletin maden işletmelerini özelleştirmesinin ardından
madenlerde yaşanan iş kazalarında gözlenen artış, “çok tehlikeli” sınıfta yer alan maden
işkolunda taşeronlaşmanın yaygınlaşması, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alındığı çalışma
ortamlarının sağlanmaması büyük iş kazalarına ve çok sayıda işçinin hayatına mal olmaktadır.”
Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’in de dahil olduğu ve pek çok akademisyenin dile getirdiği bu
sorunun aşılması için ne tür politika değişikliklerine gidilmesi öngörülmektedir. Madencilerin
kaderlerinin ölmek olduğunu söylemek Anayasa’nın devlete yüklediği sorumluklarla bağdaşır
mı? Anayasa’nın 5. maddesi devlete “kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu
sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle
bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın
maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak” görevini
yüklediğine göre maden kazalarını önlemek en başta Cumhurbaşkanının ve hükümetin asli
görevi değil midir?
TİP GENEL BAŞKANI’NDAN FUAT OKTAY’A 7 SORU
Baş’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede ise şu sorular
yer aldı:
1. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı yaşamını yitiren madencilerden birinin cenaze töreni
sırasında kardeşini kaybeden ablanın kardeşinin “Burada gaz kaçağı var, bizi yakında
patlatacaklar’ dediğini aktarmış ve “Nasıl ihmal oldu?” sorusunu yöneltmiştir. Benzer ifadeler
hayatını kaybeden başka madenci yakınlarınca da gündeme getirilmiştir. Madencilerin son
günlerde dile getirdikleri bu tür kaygılar kazadan önce ve/veya sonra soruşturulmuş mudur?
Madenci yakınlarının bu ifadeleri ve gündeme getirdikleri sorulara yanıtınız nedir?
2. Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürü Kazım Eroğlu’nun 2013’te Kozlu’da 8 işçinin
yaşamını yitirdiği maden kazası davasında sanık olmuş ve ceza almıştır. O sırada TTK Kozlu
Müessese Müdürü olan Kazım Eroğlu ile Yardımcısı Nurettin Yılmaz tali kusurlu sayılarak
TCK 85/2 maddeye göre haklarında 4’er yıl hapis cezası verilmiştir. TCK madde 62’ye göre
1/6 indirim yapılarak haklarında 3’er yıl 4’er ay hapis cezasıyla mahkumiyet verilmiş, tedbir
uygulanarak para cezasına çevrilmiştir. Sicilinde, daha önce de ciddi bir maden kazasından
dolayı cezası bulunan bir bürokratın terfi ettirilmesinin nedeni nedir?
3. Türkiye ILO verilerine göre; Avrupa ülkeleri ve ABD’nin çok çok üzerinde maden kazası
oranlarına sahiptir. Yakın zamanda toplumun hafızasında hala canlı biçimde yerini koruyan,
301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı yaşanmıştır. Bu veriler ışığında Enerji
Bakanlığı’nın ve Çalışma Bakanlığı’nın ilgili birimleri başta olmak üzere konuyla ilgili kamu
kuruluşlarının, bürokratların ve bizzat bakanların katıldığı, madenlerdeki iş kazalarını önlemeye
ilişkin, özel bir plan, bir yol haritası var mıdır? Uzmanların, sendikaların, akademinin, odaların
ve yetkililerin katılımıyla uygulanabilir bir strateji ve acil eylem planı oluşturulmuş mudur?
Başka ülkelerdeki kaza oranlarıyla bizdeki arasındaki aşırı orantısızlığın nedenleri üzerine
araştırma yapılmış mıdır? Yapıldı ise varılan sonuçlar nelerdir? Kaza oranlarının görece düşük
seyrettiği ülke deneyimlerinden yararlanmak için yapılan girişimler nelerdir?
4. Amasra’daki patlamanın ilk saatlerinde AFAD, patlamanın trafodan kaynaklandığını ifade
etmiştir. Bu açıklamanın gerekçesi nedir? Bu tür dezenformasyon yaratan, açıklamaların
sorumluları hakkında işlem yapılmakta mıdır?
5. Kazanın yaşandığı maden sahasını 5 Ekim 2022 tarihinde Sayıştay Başkanlığı Enerji Grup
Başkanı İbrahim Özkarcı’nın uzman denetçiler eşliğinde ziyaret etmesinin amacı nedir? TTK
Genel Müdürü ile tam da kazanın meydana geldiği -300/-350 kotları arasında niçin
TİP Basın Bürosu
incelemelerde bulunulmuştur? Bir ihbar mı yapılmıştır? Neden böyle bir incelemeye ihtiyaç
duyulmuştur? Bu rutin bir uygulama mıdır?
6. Kazadan 24 gün önce, 20 Eylül 2022 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih
Dönmez’in de tam da bu işletmeyi ziyaret etmiş olmadı tesadüf müdür? Art arda gerçekleşen
bu üst düzey ziyaretlerin özel bir nedeni var mıdır? TTK’nın kaza sonrası yaptığı açıklamada bu
ziyaretlerden “nezaket ziyareti” olarak söz edilmektedir. İlgili bakan ve Sayıştay uzman
denetçileri bu ziyaretlerde gerekli teftişlerin yapılıp yapılmadığını sorgulamışlar mıdır? Maden
gibi en tehlikeli bir işkolunda salt nezaket ziyareti yapmak, işçi sağlığı ve iş güvenliği
konularında bilgi alış verişinde bulunmamak kabul edilebilir bir davranış mıdır?
7. Son yıllarda madenlerin özelleştirilmesi, rödovans sistemi ile çalıştırılması, az sayıda ve
güvencesiz çalışanla çok üretim yapmaya dayalı iş yoğunlaştırılması uygulamaları gibi yapısal
sorunlar yaratan politikaların sık yaşanan ölümlü kazaların ortaya çıkmasındaki rolü
sorgulanmış mıdır? Bu politikalar gözden geçirilecek midir? Sayın Çalışma Bakanı Vedat
Bilgin’in de altında imzası olan, üniversitelerin Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri
Bölümü akademisyenlerinin 2014’te Soma Maden Kazası sonrası yayınladıkları bir
deklarasyonda şu ifadeler yer almaktadır: “Güvencesiz, sendikasız çalıştırma biçimlerinde ve
alt işveren uygulamalarında son yıllarda yaşanan hızlı artış, işçi ölümlerinin artmasının önemli
nedenleri arasındadır. Özellikle devletin maden işletmelerini özelleştirmesinin ardından
madenlerde yaşanan iş kazalarında gözlenen artış, “çok tehlikeli” sınıfta yer alan maden
işkolunda taşeronlaşmanın yaygınlaşması, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alındığı çalışma
ortamlarının sağlanmaması büyük iş kazalarına ve çok sayıda işçinin hayatına mal olmaktadır.”
Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’in de dahil olduğu ve pek çok akademisyenlerin dile getirdikleri
bu sorunun aşılması için ne tür politika değişikliklerine gidilmesi öngörülmektedir.
Madencilerin kaderlerinin ölmek olduğunu söylemek Anayasa’nın devlete yüklediği
sorumluklarla bağdaşır mı? Anayasa’nın 5. maddesi devlete “kişilerin ve toplumun refah, huzur
ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet
ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya,
insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak”
görevini yüklediğine göre maden kazalarını önlemek en başta Cumhurbaşkanının ve hükümetin
asli görevi değil midir?
Reklam
http://www.asitemizlik.com.tr, Bu Reklam Linki ile firmamıza başvuru yapanlara firmamız tarafından %10 indirim yapılacaktır.