Fatih Erbakan: ‘85 milyonun hakkını 5 tane imtiyazlı holdinge
yedirmeyiz’
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, “İktidara
geldiğimizde atacağımız en önemli adımlardan biri; dulun, yetimin, 85
milyonun hakkını 5 tane holdinge pompalayan hortumların kesilip
atılması olacaktır. Biz bu milletin hakkını 5 tane imtiyazlı holdinge
yedirmeyiz.” dedi.
İki gün sürecek ‘Anadolu Buluşmaları’ programı kapsamında geldiği
Ağrı’da, parti binasında gerçekleştirdiği ziyaretin ardından esnaf
ziyaretinde bulunan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih
Erbakan, Ağrı Halk Eğitim Merkezinde düzenlenen il kongresine
katıldı.
Kongrede yaptığı konuşmada Milli Görüş’ün kurucu lideri Prof. Dr.
Necmettin Erbakan’ın siyasi hayatı boyunca ırkçılıkla, ayrımcılıkla,
kutuplaşma ile mücadele ettiğini söyleyen Erbakan, “Onun için
Ağrı’nın Kayseri’den, Bingöl’ün Konya’dan, Diyarbakır’ın Kocaeli’nden
bir farkı yoktu. Hatta Doğu ve Güneydoğu illerinin daha çok ihtiyacı
olduğundan dolayı siyasi hayatında en büyük hizmetleri, yatırımları
bu bölgelere yaptı.” dedi.
‘İşsizlik yok’ diyen Sayın Cumhurbaşkanı gelse de Ağrı’yı bir görse…
Kendilerinin de parti olarak babası Necmettin Erbakan´ın çizgisinde
her ırktan ve her kesimden insanın dertleriyle dertlendiklerini
sorunlarına çözüm üretmek için yola çıktıklarını söyleyen Erbakan,
şöyle konuştu:
“Erbakan Hocamızdan sonra yaptırdığı fabrikalar kapatıldı. Yatırımlar
durduruldu. Şimdi bakıyorsunuz bölgede işsizlik almış başını gidiyor.
Gezdiğimiz esnaf da söylüyor; ‘Suriyeliler buraya geliyor. Bizim
insanımız batıya kaçıyor. Oralarda göçmen hayatı yaşıyor.’ Çünkü İş yok
istihdam yok. Ağrı’da iki gençten biri işsiz. Gençler evlenemiyor. Ev
kiraları asgari ücreti bulmuş. Bir gencin düğün masraflarını karşılaması
mümkün değil. Evlenebilmek için ailesiyle birlikte borçlanıyor. Ondan
sonra Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki; ‘Aman ha 3 tane çocuk yapın’…
Yav adam evlenemiyor ki çocuk nereden yapabilsin! Sayın
Cumhurbaşkanı meydanlarda kızıyor: ‘Ne işsizliği yav. İş arasan iş çok
diyor.’ diyor. Gelse de şu Ağrı’nın Cumhuriyet caddesinde,
meydanlarda bir dolaşsa da halkı bir dinlese… Ama resmi rakamlar
Cumhurbaşkanı’nı doğrulamıyor. Neden mi? Kamu kurumlarının
geçtiğimiz günlerde açtığı iş ilanlarında 455 kişilik işçi kadrosu için tam
113 bin 812 kişi başvuru yaptı. Hani işsizlik yoktu? Adıyaman Gençlik
ve Spor il Müdürlüğü’nde açılan 6 kişilik temizlik görevlisi kadrosuna 3
bin 813 kişi başvurdu. Sağlık Bakanlığı’nın 19 temizlik görevlisi
kadrosuna başvuranların sayısı ise 17 bin 86 kişi oldu. Başvuranların 2
binden fazlası üniversite mezunu. Üniversite mezunu gençler işsiz
kalmamak için, temizlik işçisi olmaya razı… Şanlıurfa’da 60 temizlik
işçisi kadrosuna 53 bin 224 kişi, 3 şoför kadrosuna da 6 bin 17 kişi
başvuruyor. Yine işsizliğin vardığı boyutu göstermesi açısından TESK’in
açıklamasına göre 2022’nin ilk 8 ayında 60 bin esnaf kepenk indirdi.
Ayda ortalama 7500 esnaf kepenk indiriyor. Yani işsiz kalıyor. İşte
Türkiye’nin acı tablosu ortada…”
‘Devletiyle özel sektörüyle boğazımıza kadar borca batmışız’
Kamu ve özel sektörün borç batağında içinde olduğunu belirten
Erbakan 20 yıllık AK Parti iktidarında geline durumu şöyle özetledi:
“Vatandaşın bankalara borcu AK Parti iktidara geldiğinde 6,6 milyar
liraydı, bugün 1.2 trilyon liraya yükselmiş. Yani 20 sende 180 misli artmış… Bu rakamı verdikten sonra daha başka rakam vermeye gerek
yok. Bir halkın alım gücü refah seviyesi yeterli olsa gidip de bankalara
180 misli borçlanır mı Allah aşkına? Fakir bırakılmış, alım gücü
düşmüş yoksul bırakılmış öyle olunca da gidip bankadan borç alarak,
kredi alarak, kredi kartıyla hayatta kalmaya çalışıyor. Ak Parti iktidara
geldiğinde bankaya borcu 2,5 milyar lira olan çiftçinin borcu 80 misli
artarak 200 milyar liraya çıkmış. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
rakamlarına göre 4 milyon hektar tarım arazisi bankalara ipotekli
çiftçimiz borcunu ödeyemediği için… Yine aynı dönemde Özel
sektörün ise bankalara borcu 88 milyar liradan 5 trilyon liraya çıkmış.
Bütün bunların manası nedir? Devletiyle, özel sektörüyle,
vatandaşıyla, çiftçisiyle, esnafıyla boğazımıza kadar borca batmışız.
KOBİ’lerin bankalara borçları bir ayda 42 milyar lira artarak 1 trilyon
615 milyar lira oldu. 350 bin KOBİ banka borcunu ödeyemediği kredi
borcu yüzünden icra takibinde. Geçtiğimiz günlerde ise Sayın Erdoğan
büyük bir ‘müjde’ daha açıkladı: “Türkiye genelinde 2 bin lira ve
altındaki borçlarını ödeyemediği için icra takibinde olan yaklaşık 5,5
milyon vatandaşımızın borcunu devlet olarak ödüyoruz.” dedi. Ve
bunu büyük bir müjde olarak sunuyor. 20 yılının sonunda gelinen
noktada 5,5 milyon aileleriyle birlikte yaklaşık 20 milyon insan, 2000
lira ve daha azını ödeyemeyecek duruma düştüğü için icra takibine
maruz kalıyor. İşte borca esir olmanın en önemli örneklerinden biri
Sayın Cumhurbaşkanın açıkladığı bu müjde size…”
Toplum iki blok arasında sıkıştırılmak isteniyor
İttifaklar konusunda Türkiye´nin bilinçli bir şekilde iki blok arasında
sıkıştırılmak istendiğini belirten Erbakan, “Bu memleket, bu millet bu
iki blok arasına sıkıştırılmak isteniyor. Çok büyük bir oyun oynanıyor.
Milli Görüş perdeleniyor. 20 seneden beri ne yapacağı görülmüş, artık
millete ne vereceği görülmüş birderdine derman olmak yerine içinde İstanbul Sözleşmesi´nin
hayranlarını barındıran, LGBT savunucularını barındıran, din dersini
zorunlu olmaktan çıkarmayı düşünenleri barındıran altılı masa denen
tuhaf bir yapı. Bu memleket, bu millet bu iki blok arasına sıkıştırılmak
isteniyor. Çok büyük bir oyun oynanıyor. Milli Görüş perdeleniyor.
Başka seçenek yokmuş gibi. Bu altılı masanın ilk 3 gündem maddesi
şimdiden ortaya çıktı. Gündem maddeleri meclis çoğunluğunu elde
ederse ‘İstanbul Sözleşmesi´ni geri getireceğim diyorlar. İstanbul
Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında, cinsiyetsiz toplum
oluşturma sözleşmesidir. Dolayısıyla böyle bir sözleşmeyi meclis
çoğunluğunu elde edersem getirmek ilk işim olacak diyen bir altılı
masadan, bu ülkeye, bu millete bir hayır gelir mi? Allah aşkına.
Elbette ki gelmez. Bu iktidardan bu saatten sonra bir hayır gelmesi
artık mümkün mü? Ondan da mümkün değil. Dolayısıyla kurtuluş için
Doğrudan doğruya Yeniden Refah´a yöneleceğiz.” Diye konuştu.
‘85 milyonun hakkını 5 tane imtiyazlı holdinge yedirmeyiz’
İktidara geldiklerinde ekonomik krizden çıkış için 4 adım atacaklarını
kaydeden Erbakan, “Atacağımız adımlarda birincisi hazırladığımız Milli
Kaynak Proje kitaplarımızdaki adımları atarak bir senede millete yük
yüklemeden borçsuz faizsiz zamsız 150 milyar dolar kaynak bulacağız.
İkinci yapacağımız iş yeniden denk bütçe ve yeniden havuz sistemi ile
faiz canavarına giden milyarlarca doların kurtarılması, 3. adım ise
kamudaki israfın önlenmesi, hiçbir kamu kurumu Cumhurbaşkanlığı
da dahil gelirinden daha fazla harcama yapamayacak. Denk bütçe
yapmak mecburi olacak. Dördüncü olarak atılacak adım ise dulun,
yetimin 85 milyonun hakkını 5 tane holdinge pompalayan
hortumların kesilip atılması… Bir tane imtiyazlı holdingin 1 milyar
dolar borcunu affediyor ama öte yandan bakıyorsunuz Ağrı’daki
gariban çiftçinin 3 kuruş vergi borcu yüzünden traktörünü haczediyor.
2020 yılının Eylül ayı Resmi Gazetesi’ne açın bakın. Böyle adalet mi
olur? Biz bu milletin hakkını 5 tane imtiyazlı holdinge yedirmeyiz. Biz devletin kaynaklarını asıl sahibi olan millete aktaracağız.” İfadelerini
kullandı.