Günal: MEB, içi boş bir Meslek Kanunu’ndan sonra belirsizliklerle dolu bir yönetmelik yayınladı
Eğitim-İş Hatay 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Günal, Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı meslek kanununun belirsizliklerle dolu olduğunu belirtti.
Reklam
http://www.asitemizlik.com.tr, Bu Reklam Linki ile firmamıza başvuru yapanlara firmamız tarafından %10 indirim yapılacaktır.
Günal, konuyla ilgili yayınladığı açıklamada; “Tüm ısrarlarımıza, Meclis önünde yaptığımız basın açıklamalarına, imza toplamamıza rağmen çıkarılan ve öğretmenlik mesleğine, mesleki onurumuza ve eğitime hiç bir artısı olmayan kanun düzenlemesinin ardından çıkarılan bu yönetmelikte de açık bırakılmış alanlar vardır. Öncelikle belirtmeliyiz ki Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu esastan görüşmeye hazırlanırken, MEB’in yönetmelik yayınlaması doğru değildir.
MEB yönetmelikle ilgili Şubat ayında taslak yayımlamış ve görüş istemişti. Yönetmeliğin taslak ile neredeyse bire bir örtüştüğünü yani görüşlere çok da itibar edilmediğini görmekteyiz. Yönetmeliğin içeriğine bakıldığında, öğretmenliği ast-üst şeklinde ayrıştıran bir düzenleme olduğu görülmektedir.
Yönetmeliğe göre, öğretmenlerin adaylık sürecini yürütecek olan komisyon, öğretmen adaylarının mesleğe devam edip etmemesine karar verecektir. Okul müdürlerinin büyük çoğunluğunun, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin neredeyse tamamının yandaş sendikanın kontrolünde olduğu düşünüldüğünde, oluşturulacak komisyonun tarafsız olacağı düşünülemez.
KOMİSYON BU KARARI VEREMEZ
Aday öğretmenliğe kadar sayısız sınavdan geçen, KPSS sonrası mülakata giren ve atanan öğretmenlerin mesleğe devam edip etmemesine böyle bir komisyon karar veremez. Aday Öğretmenlikle ilgili taslakta yer alan “Aday öğretmenlere, adaylıklarının ilk üç aylık döneminde bağımsız olarak ders ve nöbet görevi verilmez. Aday öğretmenler, bu dönemde danışman öğretmen nezaretinde derse girer. Danışman öğretmenin nöbetçi olduğu zamanlarda ise nöbet görevini izlemek üzere danışman öğretmenin yanında yer alır. (4) Yetiştirme Programının ilk üç aylık dönemini kadrosunun bulunduğu eğitim kurumunun dışındaki eğitim kurumlarında geçiren aday öğretmenler, üç aylık dönemin sonunda kadrolarının bulunduğu eğitim kurumundaki görevlerine başlar. Bu durumda danışman öğretmen, varsa kadrosunun bulunduğu eğitim kurumunda görev yapan öğretmenler arasından alanına bakılmaksızın belirlenir, yoksa daha önce görevlendirilen danışman öğretmen görevini sürdürür. Aday öğretmen ile ilgili danışman öğretmen ve/veya eğitim kurumu müdürünün değişmesi halinde, aday öğretmenin yetiştirme sürecine ilişkin evrak, yeniden belirlenen danışman öğretmene ve/veya eğitim kurumu müdürüne teslim edilir. (5) Adaylık sürecinin ilk üç ayını tamamlayan aday öğretmenlere, atandıkları eğitim kurumunda emsali öğretmenler için öngörülen ders ve diğer görevler verilir.”
Reklam
HAKLARIMIZ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ
Hükümleri yönetmelikte yer almamıştır. Yani aday öğretmenin ilk üç ay derse girmemesi, danışman öğretmen gözetiminde derse girerek oryantasyon sürecine tabi olması gibi hususlar yönetmelikte yer almadı. Öte yandan yönetmelikte öğretmenlerin kariyer basamakları düzenlenmiştir. 180/240 saatlik eğitim sonrası yazılı sınav öngörülmüş ve bu sınavı geçen öğretmenlerin uzman/başöğretmen olmasına imkan tanınmaktadır. Yüksek lisans yapmış olanlara alanına bakmaksızın 180 saatlik eğitimden sonra uzman, doktorasını tamamlayanlara ise 240 saatlik eğitimden sonra başöğretmen unvanı verilmektedir. Kıdem esaslı olarak tüm öğretmenlere uzman/başöğretmen unvanına verilen tazminatlar başkaca şart olmaksızın ödenmelidir. Başöğretmen/Uzman öğretmen kavramları kaldırılmalıdır. Aksi durum öğretmenler odalarını ayrıştırmak, velileri kışkırtmak olacaktır. Yönetmelikle görülmektedir ki karşı çıktığımız halde kanuna koyulan sınav kazanılsa da, eğitim programı tamamlansa da “Uzman Öğretmenlik Mesleki Gelişim Çalışmalarını tamamlamış olmak” şartına bağlı olarak keyfi uygulamalara gidilebilecektir. Bu uygulamanın kaldırılması ve hak kaybına uğrayacak tüm öğretmenlerin mücadelesini vermeye sonuna kadar devam edeceğiz. Tüm öğretmenlerimiz uzmandır ve kanunda da yer almaktadır. Başöğretmenimiz de tektir ve kavramların içi boşaltılmamalıdır. Öğretmenlik mesleğine ve haklarımıza zarar verecek, taleplerimizi görmezden gelecek düzenlemelerin karşısında olacağımızı, yasal, anayasal ve uluslararası sözleşmelerden gelen örgütlülüğümüzün verdiği tüm hakları kullanarak mücadele edeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz” ifadelerini kullandı.
Reklam