GÜNEY İLLERİ TABİP ODALARI YÖNETİM KURULLARI: “Deprem Bölgesinin Sorunları Çözüldü de Bizim mi Haberimiz Yok?”
Güney İlleri Tabip Odaları Yönetim Kurulları, sağlıkta yaşanan sorunlar hakkında basın açıklaması düzenledi.
Güney İlleri Tabip Odaları Yönetim Kurulları adına basın açıklamasını Hatay Tabip Odası Başkanı Dr Sevdar YILMAZ okudu.
Başkan Dr Sevdar YILMAZ açıklamada: “Güney İlleri Tabip Odalarının değerli başkan ve yöneticileri, Değerli meslektaşlarım ,Depremde kaybettiğimiz değerli meslektaşlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
Sorunlarımız çok fazla. Öncelikle sağlık bakanlığına ve AFAD’a ayrılan bütçe den bahsetmek istiyoruz.
Sağlık bakanlığı bütçesi TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarına göre oranlarsak 2025 bütçesi 2024 bütçesine göre yüzde 17,4 azalmış. Yani sağlığa ayrılan bütçede tasarrufa gidilmiş. Sağlık bakanlığına ayrılan bütçe ne koruyucu sağlık hizmetlerine ne de tedavi edici sağlık hizmetlerine yetmeyecektir.
Güney İlleri Tabip Odaları Olarak Yönetmelik Geri Alınana Kadar Aile Hekimlerimizle Beraber Mücadelemize Devam Edeceğiz
Sadece Hatay’da 220 bin insanımız konteyner kentlerde yaşarken AFAD’a ayrılan bütçe 2024’te 671 milyar iken 2025’te 250 milyara düşürülmüş. Deprem bölgesinin sorunları çözüldü de bizim mi haberimiz yok?
Değerli basın emekçileri; Depremde 56 ASM yıkıldı Hatay’da, bunların yerine sadece 3 ASM yapabildi sağlık bakanlığı. Depremden sonra çadırda, konteynerlerde eziyet çekerek hizmet üretmeye çalışan hekimlerin ücretleri kesildi, destek ödemeleri kaldırıldı, ek ödemeleri diğer illere göre daha az ödendi. Bunun sonucunda Hatay’da çalışacak hekim ve sağlık çalışanı bulmak çok zor oluyor.
Sağlık bakanlığı EZİYET YÖNETMELİĞİNİ çıkarmadan önce de deprem bölgesi hekimlerine eziyet ediyordu, EZİYET YÖNETMELİĞİNİ çıkararak birinci basamağa önem vermediğini de gösterdi. Güney İlleri Tabip Odaları olarak yönetmelik geri alınana kadar aile hekimlerimizle beraber mücadelemize devam edeceğiz.
Değerli basın emekçileri; 2. ve 3. Basamak hastaneler yapıldı ama yeterli değil. Orada da sorunlar devam ediyor. HEAH’ta yoğun bakımlarda daha belirgin olmak üzere hasta yatağı bulmakta zorluklar devam ediyor. Bazen acile başvuru yapan ve yoğun bakım gereken hastalar birkaç güne varan acil serviste beklemek durumunda kalıyor.
Acil servis güvenliği özel güvenliğin yetkisizliği ve hastane polisi sayısının yetersizliği nedeniyle zafiyet içermekte, hasta yakınları kalabalık bir şekilde Acil kırmızı alana rahatlıkla girebilmektedir. Bu durum acilde doktor, sağlık emekçisi ve hastaların güvenliğini tehdit etmektedir.
Yataklı servisler sirkülasyonu hızlı olmasına rağmen genellikle dolu.
Zaman zaman tıbbi ve sarf malzemesi temininde aksaklıklar olmaya devam ediyor.
İnternet alt yapısında sistemsel ve teknik arızalar nedeniyle hastalara saatlerce işlem yapılamamakta, hasta kabulü yapılamamaktadır.
Onkoloji polikliniği aktif olarak hasta almaya ve Kemoterapi hizmetleri başladı.
Devlet Hizmet Yükümlülüğü ataması ile Radyasyon onkolojisi (radyoterapi) ve plastik cerrahi uzmanı atamaları yapıldı ancak çeşitli nedenlerle bu arkadaşlar göreve başlamayacak (radyasyon onkoloji uzmanı doğum öncesi iznine ayrılacak, Plastik cerrahi uzmanı eş mazereti nedeniyle başka ile atandı)
Çocuk yoğun bakım, Radyasyon Onkolojisi ve Nükleer Tıp hizmetleri henüz verilemiyor.
Özellikle çocuk yan dallar başta olmak üzere DH Yükümlülüğünü tamamlayan hekimler ya istifa ediyor ya da başka yere tayin nedeniyle hasta kabulü yapılamıyor.
Üniversitede ortopedi ve kardiyoloji hariç neredeyse tüm bölümlerde hoca eksiği var. Yönetim kadro arttırmak için çabalıyor ama Hatay’ın deprem bölgesi olması, Suriye sınırı olması, deprem sonrası teşvik vermek yerine kesintiler yapılması, barınma problemleri, okul problemleri, hava kirliliği ve daha birçok nedenle kadroları tamamlamak pek mümkün olmuyor.
Asistan eğitim durumu deprem sonrası birçok bölümden hocaların ayrılmasına bağlı yeterli kalitede değil. Bazı bölümlerde tek hoca kaldı hatta bazı bölümler kapandı. Hocalar için en büyük sıkıntı yeterli desteği görememek.
Hastane içerisinde ve çevresinde büyük bir tadilat başlatıldığı için yoğun bakımlar şu an aktif değil. Bazı servisler kapandı.
Değerli basın emekçileri; Sizinle paylaşmak istediğimiz birkaç konu daha var.
Birincisi BODURLUK:
Depremden 6 ay sonra Hatay’da 5 yaş altı 600 çocukta yapılan izlemlerde yüzde 20 BODURLUK tespit edildi. Benzer sonuçlar Adıyaman’da da tespit edildi.
BODURLUK sadece boy kısalığı değil.
BODURLUK beslenme yetersizliği, tekrarlayan enfeksiyonlar, bozulmuş büyüme ve gelişme geriliğidir.
BODURLUK bilişsel gelişim geriliği, okul başarısızlığı, ekonomik üretkenliğin azalması demek.
BODURLUK yoksulluk demek.
Sağlık bakanlığı BODURLUĞUN önlenmesini öncelik haline getirilmelidir.
İkincisi BEBEK ÖLÜM HIZI:
2023 TÜİK verilerine göre Türkiye’de BEBEK ÖLÜM HIZI binde 10 iken deprem bölgesinde oran binde 20. Türkiye ortalamasının 2 katı. Aslında infial yaratması gerekirken işin içinde çete ve para olmayınca kimsenin dikkatini çekmedi. Sebepleri;
1. Aşı eksiklikleri,
2. Bulaşıcı hastalıklar,
3. Demir ve vitamin eksiklikleri,
4. Beslenme yetersizliği,
5. Gebe takiplerinin yapılamaması,
6. Hava kirliliği,
7. Konteynerde yaşam,
8. Ekonomik kriz,
9. Yoksulluk,
10. ASM eksikliği,
11. Hekim ve sağlık personeli eksiklikleri,
12. Yeni doğan yoğun bakım eksiklikleri.
Üçüncüsü deprem bölgesinde DOĞUMDA BEKLENEN YAŞAM SÜRELERİ azalmış.
Dördüncüsü GÖÇ: 2023’te en fazla göç veren iller MALATYA, HATAY, KAHRAMANMARAŞ
Beşincisi Hava kirliliği:
Merkezde neredeyse her mahallede bir beton santrali kuruldu
Hatay ilinde hava kirliliği sınır değerlerinin 4 katı üstünde iken, depremin yarattığı ağır ekolojik sorunlar devam ederken, yetkililer bu sorunları görmezden gelerek Hatay’ın dağlarını delik deşik edecek, tarımını ve yeraltı sularını yok edecek, havasını daha da kirletecek ve halkın sağlığını bozacak ÇED gerekli değildir kararlarıyla 54 adet taş ocağının ve 3 adet mermer ocağının kurulmasına imza atmış olması bilimsel ve hukuki olmadığı gibi Hatay halkını hava kirliliğine ve yaratacağı sağlık sorunlarına mahkum etmek demektir. Bu projelerden vazgeçilmesi gerekmektedir.
Sağlık bakanlığından taleplerimiz;
Deprem felaketinin etkileri daha bitmedi, bu nedenle;
1. EZİYET YÖNETMELİĞİNDEN derhal vazgeçilmesi,
2. Yönetmeliğin doğal afetlerde uygulanabilir hale getirilmesi,
3. SOSYO EKONOMİK gelişmişlik düzeyi bölgenin afet bölgesi olduğu göz önüne alınarak güncellenmesi
4. En kısa zamanda nüfus dağılımına göre yeni ve sağlam ASM’lerin derhal yapılması,
5. Hastanelerin eksiğinin derhal giderilmesi
6. Hava kirliliğine müdahil olması ve buna bağlı hastalıkların önlenmesini istiyoruz.
Hekimlerin, sağlık çalışanlarının sesini duyan, sorunlarını dinleyen, çözen bir bakanlığa ihtiyacımız var.
Halkın sağlığını icraatlarıyla önceleyen bir sağlık bakanlığına ihtiyacımız var” dedi.