HTO’da yeni dönem
Hatay Tabipler Odası, olağan genel kongresi öncesinde mevcut başkan Sadık Nazik, oda başkanlığına veda etti.
HTO’da yeni başkan adayı Uzm. Dr. Canan Karakuş’un listesi şu şekilde;
HTO çatısı altına önemli çalışmalara imza atan Nazik, tüm üyelere görev süresinde verdikleri desteklerden dolayı teşekkür etti.
Başkan Nazik konuşmasında; “Bizlerin meşru haklarımızı talep etme ve herkese eşit, nitelikli, ulaşılabilir sağlık hizmeti için yürüttüğümüz mücadelede yanımızda duran HAMOK, HATAY AİLE HEKİMLERİ DERNEĞİ, DİSK, KESK, TMMOB, SES’in değerli temsilcileri, yürüttüğümüz bu mücadelede kamuoyunu bilgilendiren yerel basının fedakar emekçileri, iyi hekimlik değerleri ile mesleğini onurlu bir şekilde doğup büyüdüğümüz bu topraklarda yapmak için bizden önce de yapılan mücadeleyi 21 aylık yönetim sürecimizde daha ileri ve daha yükseğe taşmak için bizlerle beraber emek harcayan sevgili meslektaşlarımı Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu adına en içten duygularımla selamlıyorum, genel kurulumuza hoş geldiniz, geleceğe dair umudumuzu güçlendirdiniz.
Hem pandemi hem de ülkemizin içinde bulunduğu siyasi iklim göz önüne alındığında, tabip odalarına ve TTB’ye saldırıların arttığı; tabip odalarında çalışmanın yönetici olmanın emek ve yürek gerektirdiğini bir dönemde sorumluluk alan yönetim kurulundaki arkadaşlarıma, 25 yıldan beri üyesi olmaktan büyük onur ve gurur duyduğum Hatay Tabip Odası adına teşekkür ediyorum.
Hatay Tabip Odası her koşulda evrensel hekimlik değerlerini ve meslek etik ilkelerini savunan; hekimlerin özlük hakları, mesleki onuru, mesleki bağımsızlığı ve hekimlerin geleceği için mücadele eden; bunun için de tüm sağlık emek meslek örgütleri, diğer demokratik meslek örgütleri, sendikalar, odalar, dernekler ile en önemlisi de halkımızla dayanışmayı sürdüren; bilimden, akıldan ayrılmayan bir yol çizen doğasına, çevresine, çocuk haklarına, kadın haklarına sahip çıkmayı da görev bilen İYİ HEKİMLİK DEĞERLERİNE sımsıkı sarılan bu konuda asla taviz vermeyen bir oda olmuştur.
Bizler etkin demokratik hekimler olarak geçmişten geleceğe taşıdığımız ilkelerimiz ve mesleki değerlerimiz ışığında herkese eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmeti istiyoruz. Toplum sağlığı koruyucu sağlık hizmetlerinin üzerine inşa edilmelidir. Birinci basamak sağlık hizmetleri güçlendirilmeli, hastalık üzerinden değil hasta olmama üzerinden politikalar öncelenmelidir. Sağlık sisteminin temelini 1. Basamak Sağlık Hizmetleri oluşturmalı basamaklı bir sağlık sistemi modeline geçilmelidir.
Reklam
http://www.asitemizlik.com.tr, Bu Reklam Linki ile firmamıza başvuru yapanlara firmamız tarafından %10 indirim yapılacaktır.
Mevcut sağlık sisteminde yandaş müteahhitlere kamu olanakları peşkeş çekilen, geleceğimizi ipotek altına alan, şehir- şirket hastaneleri politikasından tamamen vazgeçilmelidir. 2. Ve 3. Basamak sağlık hizmetleri; bilime ve toplum sağlığına uygun durumda bulunan kamu hastaneleri ve üniversite hastanelerinde sunulmalıdır.
Tıp eğitimi ve tıpta uzmanlık eğitimi alanın uzmanları ve meslek örgütünün önerileri ile nitelikli, uluslararası standartlara uygun hale getirilmelidir.
Aile Hekimliği Ceza yönetmeliği, mobing, KHK arşiv taraması ve güvenlik soruşturması baskılarına son verilmeli, KHK ile ihraç edilen meslektaşlarımızın soruşturmaları acilen tamamlanmalı, haksız bir şekilde ihraç edilen meslektaşlarımız görevlerine iade edilmelidir.
Hekime ve diğer sağlık emekçilerine yönelen şiddetin bazen ölümle sonuçlanacak kadar artması karşısında sorumlu siyasal iktidar ciddiye alınacak hiçbir önlem almamıştır. Hekimleri 5 dakikada bir muayeneye zorlayıp günde yüz, yüz elli hasta muayene etmek zorunda bırakan bu çökmüş sağlık sistemi, sorumluluğunu gizlemek amacıyla biz hekimleri ve diğer sağlık emekçilerini hedef göstermiş, bizleri kışkırtılmış bireylerin şiddetiyle karşı karşıya bırakarak çalıştığımız ortamda can güvenliğimizi neredeyse ortadan kaldıracak düzeye getirmiştir. Üstelik son iki yılda yaşadığımız pandemi sürecinde hastalarımızı yaşatmak için iki yüzden fazla hekim meslektaşımız, toplamda beş yüzün üzerinde sağlık emekçisi can verirken bile bize yönelen bu şiddet durmamış aksine artmış, halen Covid-19 bizler için meslek hastalığı olarak kabul edilmemiştir. Caydırıcı bir şiddet yasası acilen çıkartılmalı, Covid-19 bizler için meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir.
Hekimlerin örgütlenmesi ve haklarını savunması için tüm olanaklar sağlanmalı; başta hekimlerin meslek örgütü TTB ve tabip odaları olmak üzere hedef gösterilmekten vazgeçilmelidir.
Pandeminin hız kesmeden devam ettiği bu süreçte, ülkemizde 2003’ten beri uygulanan bir Dünya Bankası Projesi olan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın bütün olumsuz sonuçları yaşanmıştır. Tabi ki bu olumsuz sonuçlar hem sağlık hizmeti sunan biz hekimler ve sağlık emekçileri için hem de sağlık hizmeti alan halkımız için çeşitli tahribatlara yol açmış, sağlık çalışanları tükenme noktasına gelmiştir.
Sağlıkta dönüşüm programı ile sağlık alınır satılır bir meta haline, hastalar müşteri, sağlık çalışanları köleye dönüştürülmüş, hekimler ve sağlık çalışanları kendilerini kışkırtılmış bir sağlık sisteminin içinde bulmuştur. Bu bağlamda TTB ve Tabip Odaları daha pandemi başlamadan 11 Ocak 2020 tarihinde eylem takvimini açıklamış; 15 Mart 2020 tarihine Ankara Beyaz Mitingini, 17 Nisan 2020 tarihine de Beyaz G(ö)REV’i koymuştur.11 Mart’ta ülkemizde resmi olarak pandeminin ilan edilmesiyle bu takvim askıya alınmıştır. Pandemiyle artık iyice görünür hale gelen sorunlarımızı çözmek için, bu takvimi hayata geçirmek elzem olmuştur. 11 EKİM 2021 tarihinde BU SAĞLIK SİSTEMİ İFLAS ETMİŞTİR, EMEK BİZİMSE SÖZ DE BİZİMDİR diyerek eylem takvimimizi açıkladık.
23-27 Kasım 2021- Beyaz Yürüyüş
27 Kasım 2021- Beyaz Forum
15 Aralık 2021 Beyaz G(ö)REV
26 Ocak- 4 Şubat 2022- Beyaz Nöbet
4 Şubat 2022 – TBMM Önü Basın Açıklaması
8 Şubat 2022 – Beyaz G(ö)REV
13 Mart 2022- İstanbul Büyük Beyaz Buluşma
14-15 Mart 2022 – Büyük Beyaz G(ö)REV
Bu süreç içerisinde Hatay’da sağlık emek meslek örgütleri ile birlikte son yılların en katılımlı eylemleri gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte bazen fikir ayrılığı olsa da yine de bunu kayıp görmeden birlikte sürdürdüğümüz bu mücadeleyi Hatay Tabip Odası olarak çok önemsiyor ve çok değerli buluyoruz; bizleri, sağlık emekçilerini ayrıştırmaya ve bölmeye inat edenlere karşı sağlık hizmeti bir ekip işidir diyoruz. Bu eylemlerimize diğer emek meslek örgütleri, sendikalar, bazı partiler ve en önemlisi de halkımız büyük destek vermiştir. Eylemlerimiz büyük kamuoyu desteğiyle sürmüştür.
Peki, biz ne istiyoruz neden yapıyoruz bu eylemleri? 10 Acil Talebimiz Şunlardır.
TTB’nin önerdiği Sağlıkta Şiddet Yasası acilen yasalaşmalıdır.
Kamuda çalışan hekimlere emekliliklerine de yansıyacak insanca yaşayabilecekleri tek bir ücret verilmelidir.
Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri prim ödeme tavanı üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli, ciro baskısına son verilmelidir.
Aile hekiminin maaşlarına etkileyecek katsayı artırılmalı, tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri sağlık bakanlığınca karşılanmalı; Aile hekimliği ceza yönetmeliği geri çekilmelidir.
OSGB’lerde çalışan işyeri hekimleri insanca yaşayabileceği bir maaş almalı ve iş güvenceleri sağlanmalıdır.
Emekli Sandığı, SSK, Bağkur farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları insanca yaşayabilecekleri bir seviyeye çıkarılmalıdır.
Çalışma koşullarımız ve ortamlarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, İntern hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır.
Covid-19 illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemi de çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7200 olmalıdır.
Sağlık Sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı Malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkum eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.
Tüm bu sorunları görünür kılmak, çözüm önerilerimizi toplumla paylaşmak daha da önemlisi umudumuz tükenmemiştir demek için yürüttüğümüz mücadeleyi haklarımızı alana kadar devam ettireceğiz.
Hayatın ve Hatay’ın her yanında olduğumuz gibi ülkemizin dört bir yanındaki hekimlerle de Ankara’da, İstanbul’da, Osmaniye’de, Mersin’de, Adana’da, Diyarbakır’da ekonomik özlük haklarımız, demokratik ve mesleki sorunlarımız, onurumuz, mesleki değerlerimiz ve de biz hekimlere karşı yöneltilen şiddete karşı sesimizi yükselttik. Şiddete uğrayan arkadaşlarımızın yanında bulunduk basın açıklarımızla karşı durduk. Hatay’ın her yerinde Dörtyol’da, Antakya’da, Defne’de, Samandağ’da, MKÜ’nde basın açıklamaları yaptık. Hatay’ın tüm ilçelerindeki hekim arkadaşlarımızı ziyaret ederek yan yana, dayanışma içinde olduk. Hak alma mücadelesindeki grevlere odamız güçlü bir şekilde katılım gösteren odalar arasında onurlu yerini aldı. Hizmet bölgemizdeki insan sağlığı için tehlikeli olan çevredeki doğanın tahrip edilmesine ve kirletilmesine ekolojik dengenin bozulmasına neden olacak faaliyetlere karşı sesimizi yükselttik, taraf olan demokratik sivil örgütlerin yanında durduk.
Biz Hekimiz! Tıbbın tarihinden, Hipokrat’tan, Galen’den bu yana burada, bu topraklardaydık. Bugün de buradayız. Ne ülkemizden ne mesleğimizden ne hakkımız olanı istemekten vazgeçeceğiz. Gidecek olan hekimler değildir.
HAMOK’la Turunçlu’daki arıtma tesisinin kaldırılması için mücadele ettik, Dörtyol’da Deliçay üzerinde Alçı-Grafit Ocağı yapılmasının karşısında durduk. Emek mücadelesinde DİSK-KESK-TMMOB ile yan yana omuz omuz durduk. Son süreçte Hatay Barosu’nun katılımı ile 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda alanlarda olacağız. 162000 nüfuslu Defne İlçemize hastane yapılması için imza kampanyası düzenledik. Topladığımız 10000’in üzerindeki imzayı önümüzdeki hafta Hatay Valiliği’ne vereceğiz. Bu mücadeleler sürüyor ve de sürecek, bizden sonra yönetim sorumluluğunu alacak arkadaşların bu mücadeleyi daha güçlü bir şekilde yürüteceğine inancımız tamdır.
Bu dönemde Hatay’ın tüm ilçelerinde Hatay Tabip Odası’nın varlığını hissettirmeye çalıştık. İskenderun Devlet Hastanesi temsiliyetini bu dönem bir kadın hekim arkadaşımız aracılıyla sağlamayı hedefledik. İskenderun’a bir sosyal tesis kazandırma girişimlerimiz oldu. Konu ile ilgili Arsuz Belediye Başkanı ile, Arsuz Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. İskender Sayek hocamız ile ve Vakıflar il müdürlüğü ile görüşmelerimiz oldu. Bu girişimlerin bu dönem de devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yönetimde kadın hekim arkadaşlarımızın temsiliyetinin artması gerektiği düşündük. Bu dönem şimdilik, 7 kişilik yönetim kuruluna 3 kadın hekim arkadaşımız ve 7 kişilik merkez delegasyonuna 4 kadın hekim arkadaşımız aday oldu. Aynı listede onur kurulu ve denetleme kuruluna da 1’er kadın hekim arkadaşımız aday oldu. Sosyal etkinliklerden bu sene ilkini gerçekleştirdiğimiz “Sanatçı Hekimler Buluşması” büyük ilgi gördü. Sanatçı hekim arkadaşlarımız ile izleyici hekim ve ailelerinin coşkusu, dayanışması bize gelecek seneler için ümit verdi. Bunun devam etmesi için oda aktivisti olarak bizler de her sene katkı vermeye devam edeceğiz.
Ülke tarihimizin en derin siyasal ve ekonomik krizlerinden birini yaşıyoruz. Gıda ürünlerinden doğalgaza, akaryakıttan elektriğe kadar tüm ürünlere birbiri ardına gelen zamlar, emeğiyle geçinen geniş toplum kesimlerinin hayatlarını sürdürülemez hale getirmiştir.
Krizin sorumlusu kapitalizmin iştahlı uygulayıcısı olan siyasi iktidarın ise, emeğin daha fazla değersizleştirilmesi, toplumun daha fazla yoksullaştırılmasından başka bir vaadi bulunmamaktadır. Pandemi dönemi boyunca sermayenin çarkları dönsün diye emekçilerin hayatlarını yok sayanlar, yine sermayenin çıkarları için emekçilerin taleplerini yok saymaktadır. İktidarın ekonomik öncelikleri nedeniyle ülkenin tüm kaynakları belirli bir kesimin cebine akmaktadır. Ülkedeki gelir adaletsizliği tarihin hiçbir döneminde görülmemiş boyutlara ulaşmıştır.
Krizden çıkışın yolu halkçı politikalar geliştirilmesi, kamusal anlayışın yaygınlaştırılması ve üretime dayalı bir ekonomik yapının kurulmasıdır. Krizden çıkışın yolu emeğin sesine kulak verilmesidir. Bu ülke halkının, bu ülke emekçilerinin artık nefes almaya ihtiyacı vardır.
Emeği değersizleştirilen meslektaşlarımız da bu politikalarla yoksullaşmış, hekim emeği insan onuruna yakışmayacak bir düzey olan açlık sınırının biraz üstünde yoksulluk sınırının çok altına düşürülmüştür. Aldığımız ücret dünyanın en yüksek düzeyinde olan ve giderek artan enflasyon canavarı karşısında erimiş, hekimlerimiz geçinemez hale gelmiştir. Temel tüketim maddelerindeki artış dayanılmaz bir hal almış, ülkedeki bir avuç mutlu azınlık dışında, milyonları yani herkesi ezdiği gibi biz hekimleri ve özellikle de emekli hekimleri geçim sıkıntısına sokmuştur.
Bizler Hatay Tabip Odası olarak meslektaşlarımızın ve halkın yoksullaştırılmasına, sefalete sürüklenmesine, ülke kaynaklarının tüketilmesine seyirci kalmayacağız. İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret, insanca yaşayabileceğimiz koşullar ve demokratik bir Türkiye için taleplerimizin takipçisi olmaya ve kardeş meslek odaları ve sendikalar ile birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.
Sözlerimin sonunda odamız ister pratisyen, ister uzman, ister aile hekimi, ister kamuda, ister özel sağlık kurumlarında, ister özel muayene hekimi, ister işyeri hekimi olsun, bilimsel tıbba ve hekimlik etik değerlerine, meslek ahlakına bağlı tüm hekimlerin odasıdır evidir yuvasıdır. İşte zorlu olan bu süreçte bizi yalnız bırakmayan siz sevgili meslektaşlarımıza, odamız aktivistlerine, bize omuz veren kardeş demokratik meslek ve kitle örgütlerine, sendikalara, derneklere, çalışmalarımızı ve etkinliklerimizi kamuya taşıyan yazılı ve görsel medya çalışanı basın emekçilerine, bu süreçte büyük bir özveriyle çalışan odamızın sekreteryasına, tabi ki büyük bir sabırla bizlere destek olan eşlerimize, çocuklarımıza ve mücadelemizin haklılığına inanan ve yanımızda duran halkımıza teşekkür ederken, yönetime seçilecek arkadaşlara da her zaman yanlarında olacağımızı belirtir bu zorlu ve çetin geçecek mücadelede yönetim kurulumuz adına başarılar dileriz.
Hekimlerin sosyal ve ekonomik sorunlarının yanı sıra sağlık hizmetine erişimdeki adaletsizlikten ve eşitsizlikten derin üzüntü duyan, aklının bir köşesinde ve kalbinde insan olmak düşüncesini daima taşıyan, tıp eğitiminin bir vicdan eğitimi olduğuna inanan bir mesleğin mensupları olarak bizler son söz olarak EMEK BİZİM SÖZ BİZİM! Diyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyoruz” dedi.
Reklam