UZM. DR. YASEMİN KAYA TURHAN: ”ORGANLARINIZ TOPRAK OLMASIN, CAN BULSUN” « Hatay Yeni Haber Gazetesi

23 Kasım 2024 - 16:38

UZM. DR. YASEMİN KAYA TURHAN: ”ORGANLARINIZ TOPRAK OLMASIN, CAN BULSUN”

UZM. DR. YASEMİN KAYA TURHAN: ”ORGANLARINIZ TOPRAK OLMASIN, CAN BULSUN”
Son Güncelleme :

11 Kasım 2017 - 14:43

490 views

UZM. DR. YASEMİN KAYA TURHAN: ”ORGANLARINIZ TOPRAK OLMASIN, CAN BULSUN”

Özel Antakya Akademi Hastanesi doktorlarından Anestezi Uzmanı Dr. Yasemin Kaya Turhan, 3-9 Kasım Organ Bağışı haftası dolayısıyla organ naklinin önemine değindi.

Turhan. “Organ bağışı kişinin hayatta iken kendi iradesiyle, organlarının bir kısmını veya tamamını ölümünden sonra başkalarının tedavisi için kullanılmak üzere izin vermesidir. 18 yaşını aşmış, akıl ruh sağlığı yerinde olan herkes organ bağışında bulunabilir.” Şeklinde konuştu.

Hangi organların nakli yapılır!

Devlet hastaneleri, özel hastaneler, sağlık ocakları, sağlık müdürlüklerine bağış yapılabildiğini belirten Anestezi Uzmanı Dr. Yasemin Turhan: “Günümüzde böbrek, karaciğer, kalp, pankreas, akciğer, kemik ve kemik iliği, ince bağırsak, kalp kapağı, kornea, tendon, yüz ve saçlı deri, kol, bacak, üst solunum yolları, üst sindirim yolları, rahim nakli yapılmaktadır. Organ nakli iki şekilde yapılır. Bunlardan birincisi canlıdan canlıya olanıdır. Canlıdan canlıya organ nakli böbrek, karaciğer ve akciğer gibi organlar için geçerlidir. Örneğin anneniz, babanız veya kardeşiniz diyalize giren bir böbrek hastası, siz uygun koşullar var ise böbreğinizin birine ona verebilirsiniz. İnsanlar tek böbrekle de hayatta kalabilirler ancak ilerde o kişinin de organ nakline ihtiyacı olabileceği düşüncesiyle tıpta bu istenmeyen bir durumdur. Örneğin bir kaza vs. sonucu tek böbreğinizi kaybederseniz diğerine ihtiyaç duyabilirsiniz. Yine karaciğer ve akciğer için de aynı sebepler geçerlidir. Siz sağlıklı iken, organınızın birini veya bir parçasını karaciğer ve akciğer için geçerli birine vererek, yani sağlıklı iken bir risk alıp takip edilmesi gereken potansiyel hasta grubuna giriyorsunuz. Ama maalesef bağışların yetersiz oluşu, organ nakli bekleyen insanların çokluğu, yakınlarımızın acı çekmesi, onların hastalıkla mücadele edememesi son çare olarak bazen canlıdan canlıya nakli zorunlu kılmaktadır. Organ naklinin diğer şekli de; beyin ölümü tanısı almış kadavralardan yapılır. Aslında bu daha çok istenilen ve olması gereken bir durumdur. Bu farkındalığı yapma amacımız da budur.  Kalp, pankreas gibi hayati organlar için ise kadavradan nakil zorunludur. Beyin ölümü tanısını koymak için öncellikle geçici koma sebepleri ekarte edilerek tüm müdahaleler yapıldıktan sonra hastanın tedaviye yanıtına bakılır. Normal koşullarda ilk muayene yapılıp 12 saat beklenir. Ardından ikinci muayene yapılır. Tabi tüm nörolojik muayeneler birkaç hekim tarafından tekrar edilir. Şüphe edilen bir durum söz konusu ise24 saat sonra bir muayene daha gerekir. Çünkü bu çok hassasiyet  gerektiren bir durumdur.  Bu muayeneler bitmeden bölüm ölümü tanısının konması olanaksızdır. Bu arada beyin anjiyosu yada doppler uygulanarak beyinde kan dolaşımının olmadığı belirlenip, sonuç beyin ölümüne uyumlu çıktıysa Apne testi yapılır. ” Dedi.

“Her ölen kişiden organ nakli yapılmaz”

Bağışlanan organların kimlere nakledildiğine açıklık getiren Akademi Hastanesi doktorlarından Anestezi Uzmanı Dr. Yasemin Kaya Turhan: “Her ölen kişiden organ nakli yapılamaz. Kadavradan beyin ölümü gelişmiş kişi organ nakli, sadece yoğun bakımlarda çoğunlukla beyin kanaması, ağır kafa travmaları, trafik kazaları vb. sebeplerle solunum cihazına bağlı yatan, beyin ölümü gelişmiş kişilerden yapılabilir. Toplumda her ölen kişiden organ nakli yapılabilir diye bilinir ama durum böyle değil maalesef. Kişi hastanenin herhangi bir kliniğinde bile ölmüş olsa, solunum cihazına bağlı değil ve beyin ölümü olmamışsa bu kişilerden organ nakli yapılamaz. Yani bazen basın yayın organlarında yazılan haberlerde olduğu gibi trafik kazaları veya depremler gibi doğal afetlerde kimsenin organını alıp birine nakil edemezsiniz. Bu her şeyden önce tıbben mümkün değildir. Öncelikle doku ve kan grubu uygunluğuna göre acil bekleyen hastalara nakiller yapılır. Her hasta için organ nakli kriterleri vardır. Bu kriterleri bilim kurulları böbrek, kalp, karaciğer belirler. Organ paylaşımında en önemli öncelik; Tıbbi aciliyet, Doku ve kan grubu uyumudur. Din, dil, ırk, cinsiyet, zengin-fakir ayrımı gözetilmez. Ulusal Koordinasyon Sistemi tarafından dağıtım yapılır. Önce ülkedeki tüm bekleyen acil hastalar taranır. Uygun acil hasta yoksa sıradan bekleyen hastalara nakil gerçekleştirilir. Yapılan tüm işlemler kayıt altına alınıp belgelenir.” İfadelerine yer verdi.

Bütün yönleriyle organ bağışının aşamalarından bahseden Turhan, Organ nakli ameliyatında cenazenin bütünlüğünün bozulmayacağına değindi.

Turhan: “ Kadavradan organ çıkarma işlemi herhangi bir canlı ameliyatı kadar büyük bir özenle yapılır. Organlar çıkarıldıktan sonra mümkünse estetik dikişlerle dikilerek, cesedin hiçbir şekilde zarar görmemesine büyük özen gösterilir. O bedenler organların kıymetini çok iyi bilen hekimler için kutsaldır ve çok büyük bir saygıyı hak etmektedirler. Herkes organ bağışında bulunabilir. Organ bağışı için yaş sınırı yoktur. Kullanılacak organa göre organın yaşı belli bir risk oluştursa da, yarını göremeyecek alıcılar için her yaşta ve koşuldaki organları kullanabilmek mümkün olabilir.” Diye konuştu.

“Yakınlarınız izin vermedikçe, organlarınız alınamaz”

Kişinin organ bağışından vazgeçme hakkı olduğunu vurgulayan Anestezi Uzmanı Dr. Yasemin Turhan: “Kişinin organ bağışından vazgeçme hakkı vardır. Bu durumu yakınlarınıza söylemeniz yeterlidir. Çünkü günü geldiğinde bağışınızı değerlendirecek olanlar yakınlarınızdır. Bugün ülkemizdeki uygulamaya göre bağış kartınız olsa bile yakınlarınız izin vermedikçe organlarınız alınamaz. Sadece böbreğimi ya da karaciğerimi bağışlayabilir miyim? Soruları bizlere sıklıkla soruluyor. Organ bağış kartınızda bunu belirtecek seçenekler bulunmaktadır. Bu seçenekleri işaretlemeniz ya da yakınlarınıza bu durumu aktarmanız yeterli olacaktır.” Diye belirtti.

“Organ nakli ülke genelinde yetersiz”

Organ bağışının artmasının önündeki engellere değinecek olursak en başta bilgi eksikliği geliyor. İnsanlar organ bağışının ne olduğunu, nasıl ve hangi durumlarda yapıldığını bilmiyorlar. Dolayısıyla bilinmeyen bir konuya yaklaşımları da temkinli oluyor. Sevdiğiniz birini kaybedip üzülüyorsunuz ama aynı anda verdiğiniz bir kararla başkaları için bir yaşam armağan ediyorsunuz. Yani sizin verdiğiniz bu önemli karar belki de kısa süreli ömrü kalan birileri için yepyeni bir başlangıç olabiliyor, buna maddi ve manevi bir değer biçilemez. En kötü anınızda başkalarına yeni bir yaşam armağan ederek teselli olabilir, sağladığınız bu fayda ile acınızı biraz da olsa hafifletebilirsiniz. Organ naklinin gelişmiş olduğu ülkeler ile aramızda bir kıyaslama yapmak gerekirse arada ortalama 15-20 kat fark var. Türkiye’de organ nakillerinin yüzde 75-80’i canlıdan alınan organlarla gerçekleştiriliyor. Bu şekilde yapılan nakillerde tamamen sağlam olan bir kişi ameliyat edilip, organının bir kısmı veya yarısı alınıyor. İdeal olan çoğunluğunun kadavradan yapıldığı nakillerdir. Yurtdışında ise bu durumun tam tersi söz konusudur. Canlıdan alınan organlarla yapılan nakiller yüzde 25 oranında, kadavradan ölen insanlardan yapılan nakiller ise yüzde 75- 80 seviyesinde”  dedi. (Haber Merkezi)

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.