Yahya Hamurcu bir dönem daha Başkan seçildi
Hatay Veteriner Hekimler Odası Genel Kurulu seçimlerinden başarıyla çıkan isim bir kez daha Yahya Hamurcu oldu.
Nizamettin İmseytoğlu Başkanlığındaki listeye karşı açık ara oy alarak 2 yıllık dönem için bir kez daha başkanlık koltuğuna oturan Yahya Hamurcu, kongre öncesinde olduğu gibi kongre sonrasında da birlik ve beraberlik mesajları verdi. 7 dönemden bu yana oturduğu başkanlık koltuğuna kendisini layık gören oda üyesi hekimlere teşekkür eden Yahya Hamurcu “Bu benim için büyük bir onurdur. Oda üyesi arkadaşlarımın bir dönem daha beni layık görmeleri benim için onurdur. Önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönemde de üyelerimize layık olmak için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Yahya Hamurcu Başkanlığındaki liste 167 oy aldı. 3 adaylı kongrede en yakın rakip Nizamettin İmseytoğlu’nun listesi ise 74 oyda kaldı.
Genel Kurulda mesleki sorunlarını da masaya yatıran sevilen isim Yahya Hamurcu, Türkiye’nin hayvancılık alanında yaşadığı sorunlara da dikkat çekti. 1982 yılına Türkiye’nin hayvancılık konusunda kendi kendine yettiği gibi üretim fazlası da verdiğini hatırlatan Başkan Hamurcu bugünün gelinen noktanın ise üzücü olduğuna vurgu yaptı. Hamurcu, “1982’ye kadar kendi kendine yeten ve üretim fazlası vererek hayvansal ürünleri ve canlı hayvan ihraç eden bir pozisyonda olan Türkiye bu dönem sonrası yaşanan yanlış hayvancılık politikaları sonucu özellikle kırmızı ette dışa bağımlı bir yapıya sürüklenmiştir. 1982’de Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine olan canlı hayvan ve hayvansal ürün ihracatımız, genel ihracatımızın yaklaşık %8’ine karşılık geliyordu. O dönemden itibaren uygulanan yanlış hayvancılık politikaları ile Türkiye sığır ithalatında dünyanın en üst sıralarında yer alırken birçok hayvan hastalığını da ülkemize taşımış olduk. Saman, et ve et ürünleri ithalatı, hastalık risklerini daha da artırıyor” dedi.
Bu konuda alınması gereken önlemleri bir kez daha sıralayan Yahya Hamurcu, ilgili birimleri veteriner hekim camiasıyla istişare halinde olmaya çağırdı.
GENEL KURULA YOĞUN İLGİ GÖSTERİLDİ
Hatay Veteriner Hekimler Odası 16. Genel Kuruluna MKÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fikret Karaca, Samandağ önceki dönem Belediye Başkanı Veteriner Hekim Mithat Nehir, HAMOK Dönem Sözcüsü ve Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Cem Hüzmeli, Diş Hekimleri Odası Başkanı Nebil Seyfettin, İç Mimarlar Odası İl Temsilcisi Burcu Bahçeci ,Defne Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Ayfer Erarslan, Hatay TOÇ-BİRSEN sendikası Başkanı Ali Büyükbaş ve veteriner hekimler katıldı.
Başkan Hamurcu kongrede yaptığı konuşmada; Ülkemizin ve mesleğimizin içinden geçtiği bu zor dönemde sizlere neler yaptığımızı, neyi savunduğumuzu, neler istediğimizi özetlemek istiyorum: Biz veteriner hekimler hayvanlarımızın sağlığını korumak, onları yaşatmak ve halkın sağlığını korumak için eğitim aldık. Bizim davamız koruyucu hekimlik yönünden var olma, varlığımızın devamı sorunudur. Aç olan, eksik beslenen organizma ne bedenen ne de zihnen verimli olamaz. Öncelikle beden ve fikirce zinde nesli meydana getirmek ve korumak, sonra da bunlara refah seviyesini geliştirecek ortamı temin etmek zorundayız. 1982’ye kadar kendi kendine yeten ve üretim fazlası vererek hayvansal ürünleri ve canlı hayvan ihraç eden bir pozisyonda olan Türkiye bu dönem sonrası yaşanan yanlış hayvancılık politikaları sonucu özellikle kırmızı ette dışa bağımlı bir yapıya sürüklenmiştir. 1982’de Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine olan canlı hayvan ve hayvansal ürün ihracatımız, genel ihracatımızın yaklaşık %8’ine karşılık geliyordu. O dönemden itibaren uygulanan yanlış hayvancılık politikaları ile Türkiye sığır ithalatında dünyanın en üst sıralarında yer alırken birçok hayvan hastalığını da ülkemize taşımış olduk. Saman, et ve et ürünleri ithalatı, hastalık risklerini daha da artırıyor.
Her geçen gün daha da zorlaşan üretim koşuları yerini üretmemeye bırakıyor. Son yıllarda giderek ağırlaşan olumsuzluklar ve bunun doğrultusunda artan fiyatlar öncelikle hayvansal gıda ile beslenme ihtiyacı olan halkımızı alım gücünü aşmaktadır. Bu durum ülkemizde hayvancılıkla uğraşan kesimler ile bu sektörde profesyonel olarak çalışan meslek mensuplarının çalışma koşullarını, istihdam alanlarını da sıkıntılı bir noktaya getirmiştir. Hayvancılıkta önemli miktarda üretimden kaçışlar, üretimde ve hayvan sayılarında önemli azalmalarla kendini göstermiştir.
Veteriner hekimliğin konusu olan hayvancılığın ıslahı ve geliştirilmesi üzerine daha çok eğilindiği takdirde her yıl hayvan hastalıklarından veya yetersiz yemlemeden meydana gelen trilyonlarca liranın üzerindeki hayvansal üretim kayıplarımızı önlesek milli gelirimiz içindeki bütçe ve yatırımlarımıza bir o kadar daha mali güç eklemiş oluruz. Buna göre eksikliklerimizi gidermede dertlerimize çare olan para için biricik doğal kaynak, hayvan varlığımız olmaktadır.
Hayvancılığın geliştirilmesiyle de ayrıca sanayiye hammadde sağlamada, artık ürünlerin değerlendirilmesinde, kendi kendimize yeterlilikte, istihdam yaratma kolaylığında, dengeli kalkınma olanakları yaratmada ve pazarlama sorunlarında dar boğazların aşılması sağlanacaktır. Hayvansal gıdaların gerek üretim ve gerekse tüketimi aşamasında da en büyük görev kuşkusuz biz Veteriner Hekimlere düşmektedir. Bunu kamuoyuna her defasında hatırlatmak zorundayız.
Hayvancılık sektöründe yapısal bozuklukları giderecek, sektörün potansiyelini harekete geçirecek, kamuda ve özel kesimde yeni örgüt model ve yapılanmalarına gitmek 21. yüzyılda uygar bir ulus olmanın da gereğidir.
Gelişmiş ülkelerde, bir mesleğin hizmetlerinin etkin bir şekilde uygulanmasında en önemli faktörün örgütlenme olduğunu görmekteyiz. Mesleki örgütlenmesi iyi olmayan bir ülkede hizmetlerin gerektiği gibi yerine getirildiğini söylemek mümkün değildir. Türkiye’de veteriner hekimliği mesleğinin icrasına olanak verecek, gelişmiş ülkelerdekine benzer bir örgütlenmenin olmaması, hayvancılık sektörünün içinde bulunduğu darboğazdan çıkamamasında önemli bir etken olmuştur.
Bilindiği gibi ülkemizde hayvancılığın gelişmesi için elverişli ve uygun toprak, iklim ve sosyal koşullar bulunmaktadır. Ancak bunların kullanılması ve yönetilmesi oldukça yetersizdir. Her ülke sanayide gelişebilir, ama doğanın vergisi olan hayvancılıkta pek çok ülkenin ileri gitmesine olanak yoktur. Türkiye’nin ümidi tarım ve bunun yanında da hayvancılıktadır.
Özellikle 1980 yılından sonra hayvancılığın gözden çıkarıldığı dolayısıyla veteriner hekimlerin yok sayıldığı, bütün teşkilatlarının dağıtıldığı ve özlük haklarının elinden alındığı günümüzde bile meslektaşlarımız her türlü hayvandan insana geçen kuduz, şarbon, kuş gribi, Malta humması gibi hastalıklarla bayram- tatil demeden, COVID pandemisi veya gece gündüz demeden savaşmış ve her türlü olanaksızlığa rağmen başarılı olmuşlardır. Ancak yine de Sağlık Bakanlığı tarafından Sağlık sınıfına alınmamışlardır. Bütün dünyada 3 hekim sınıfı vardır: Beşerî hekim, diş hekimi ve veteriner hekim. Ama ne yazık ki Türkiye’de sadece beşerî ve diş hekimleri sağlık sınıfında sayılırken veteriner hekimlerin hangi sınıfta oldukları görülmek istenmemektedir.
Yıllardır bu ülkede her türlü olanaksızlıklar içinde Şap, Şarbon, Sığır Vebası, Kuduz, Şark Çıbanı, Malta Humması, Verem, Kuş gribi gibi hayvan ve halk sağlığını tehdit eden bir sürü bulaşıcı hastalıkla kendi sağlıklarını dahi tehlikeye atarak cefakârca mücadele eden meslektaşlarımıza reva görülen bu haksız uygulamayı asla kabul etmiyor ve şiddetle protesto ediyoruz.
Hayvanlardan insanlara geçen hastalıklardan dolayı her yıl onlarca vatandaşımız yaşamını kaybederken, bunu dahi görmeyen yetkilileri buradan bir kez daha uyarıyoruz. Biz veteriner hekimler hayvanlarımızın sağlığını korumak, onları yaşatmak ve halkın sağlığı korumak için eğitim aldık. Biz taşra teşkilatıyla birlikte yeniden örgütümüzü ve özlük haklarımızı istiyoruz.
Saygıdeğer katılımcılar,
Sağlık ve beslenme durumumuz da çok hazin bir tablo göstermektedir. Her zaman söylenmiş olmasına rağmen yine de tekrarlamakta yarar vardır. Ülkemizde kişi başına düşen hayvansal gıda maddelerinin tüketimi, gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında çok düşüktür. Bunu arttırmak için Türkiye’nin yapması gereken şey ulusal anlamda bir hayvancılık politikası oluşturmak ve bunu kararlı bir şekilde sürdürmektir. Şimdiye kadar hükümetler en tepede bir politika oluşturmuş ve bunu tüm toplum kesimlerine benimsetmeye çalışmışlardır. Ancak bu politikalar hiçbir zaman tutmamıştır. Politikaların şekillenmesi çiftçi-üretici kooperatifleri, birlikleri, odalar ve tarım ve hayvancılıkla ilgili bütün demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla yapılmalı ve uygulama tabana yayılmalıdır.
Ülkemizin özellikle sınır bölgelerinde diğer bölgelere nazaran, hayvan hastalıklarının sık görüldüğü ve buna bağlı olarak ekonomik kayıpların oluştuğu gözlemlenmiştir. Bu bölgelerde hayvan hastalıklarıyla yeterli düzeyde mücadele edilememesinde, mera hayvancılığının kontrol edilememesi ve veteriner hekimlerin sayısal yetersizliği yanında mesleki faaliyetlerini etkinlikle sergileyebilecekleri koşulların olmamasında yatmaktadır. Ülkemizin hayvan hastalıklarıyla etkin bir şekilde mücadele edebilmesi veteriner teşkilatının il ve ilçe bazında yeniden örgütlenmesi ile mümkündür.
Değerli katılımcılar,
Demek ki sahip olduğumuz meslek sadece kendi menfaatlerimizi düşünmemizi engelleyen, halk sağlığının güvencesi, ülkelerin stratejik öneme sahip ürünlerinin üretilmesini ve istihdam alanı sağlayan en önemli mesleklerden birisidir.
Burada bulunan herkesin ismi, cismi, karakteri farklı olabilir ancak ortak paydamız koruyucu sağlık hizmetleri sistemi ve bu sistemin en önemli unsuru olan veteriner hekimlik mesleğidir. Mesleğimizi kalkındırmak ve hak ettiği konuma getirmek için bu ülkede yaşayan her insanın üzerine düşen görevleri yapması zorunluluğu vardır. Bu kurumu güçlendirmek hepimizin görevidir. Herkesin maddi ve manevi desteği olmadan mesleğimizi hak ettiği konuma getirmek mümkün değildir.
Bakanlık bünyesinde güçlü, hızlı hareket edebilen, bağımsız bir Veteriner hekimlik teşkilatına ihtiyaç vardır. Merkez ve taşra teşkilatlarında bulunan ve yıllardır hayvan ve toplum sağlığı için fedakârca mücadele eden her kademedeki birikimli Veteriner hekimler bu teşkilatın merkezinde olmalıdır. Tek sağlık konseptine uygun olarak sağlık personeli bir bütün olarak çalışmalı, özlük hakları konusunda da ayrımcılığa tabi tutulmamalıdırlar.
Veteriner hekimlerin , gerek teorik gerekse pratik bilgi donanımına sahip olmaları için veteriner fakültelerinin eğitim kadrosu, laboratuvar altyapısı ve hayvan hastanesinin yeterli olması gerekmektedir. Veteriner Fakültesi sayısı ülke ihtiyaçlarının çok üzerinde olup ulusal ya da uluslararası akreditasyon başarısı gösteremeyenlere öğrenci alımı durdurulmalı, 5 yıl içerisinde bu şartları sağlayamayanlar kapatılmalıdır. Veteriner Fakültelerinin öğrenci kontenjanları düşürülmeli ve öğrenci alımında başarı sırası barajı getirilmelidir.
Yerel yönetimlerin görevi kapsamındaki sahipsiz hayvanların bakım ve rehabilitasyonu, haşere mücadelesi, gıda güvenliği ve halk sağlığı gibi sorunlarla daha etkin ve planlı mücadele edilmesi için Belediye Veteriner İşleri Müdürlüklerinin yeniden kurulması ve bu kurumlarda veteriner hekim istihdamı zorunlu hale getiriImelidir.
Kamuda çalışan veteriner hekimlerin, 2008 yılında 5510 Sayılı yasada yapılan değişiklikle ellerinden alınan hakların yani fiili hizmet süresi zammı yeni ifadesiyle yıpranma paylarının yeniden verilmesini talep etmekteyiz.
Veteriner ilaçlarının Veteriner Hekim kontrol ve gözetimi dışında kullanılmasının önüne geçecek tedbirler alınmalı, bunun için veteriner tıbbi ürün satış ve bulundurma ruhsatı bulunmayan hiçbir yerde veteriner ilaçlarının satışına izin verilmemelidir. Veteriner ilaçlarına karekod uygulaması getirilmelidir. Şu anda uygulanan E-Reçete ve İlaç Takip Sistemi uygulaması ilacı değil daha çok veteriner hekimi takip eden bir sistemdir. Halk sağlığını ciddi şekilde tehdit eden hayvansal gıdalardaki ilaç kalıntısı sorunu ilaç takip sistemiyle değil ancak ilaçlara karekod uygulaması getirilerek çözülebilir. Tarım ve Orman Bakanlığınca ruhsatlandırılan veteriner muayenehane ve polikliniklerinin diğer serbest meslek gruplarında olduğu gibi ayrıca belediyeler tarafından da tekrar ruhsatlandırılmasının önüne geçilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını talep ediyoruz. 6343 sayılı meslek kanunumuzun bazı maddelerinin güncellenmesi, her veteriner hekimin, veteriner hekimler odalarına üye olma zorunluluğunun yeniden getirilmesi ve odaların güçlendirilmesi için yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
Bugün ülkemizde devletten hiçbir destek almaksızın ülkemiz genelinde 7000’e yakın serbest veteriner hekim muayenehane ve poliklinik hizmeti vermektedir. Serbest Veteriner Hekimlerin yapmış oldukları kamu hizmeti göz önüne alındığında, hayvancılığımıza daha sağlıklı hizmet verebilmesi için , açıkça korunması, güçlendirilmesi ve desteklenmesi gerekirken; destek bir yana yaratılan olumsuzluklar içerisinde yaşamak zorunda bırakılmıştır. Bu olumsuzlukların başında Veteriner hekim ile hasta sahibini karşı karşıya getiren ve çalışma barışını bozan Spot ilaç satışıdır. Bunun önlenmesi için gerekli yasal tedbirlerleri almak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerini göreve davet ediyoruz.
Reklam
Bugüne kadar serbest veteriner hekimleri ayakta tutan icra ettikleri işler bir bir çeşitli çıkar gruplarına pay edilmekte, serbest veteriner hekimliğin geleceği giderek yok edilmektedir. Serbest veteriner hekimlerin, gelişimi için desteklenmesi ve önünün açılması gerekir. Bu amaçla, muayenehane ve poliklinik açacaklara vergi indirimi, ucuz kredi ve donanım desteği gibi teşvikler verilmelidir. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı Serbest Veteriner Hekimlik üzerindeki kamu yararı olmayan bürokrasiyi kaldırmalıdır.
Genel kurulumuza katılarak bizi onurlandıran misafirlerimize, odamıza ve mesleğimize sahip çıkmanın güzel bir örneğini gösteren üyelerimize, bu dönemde gönüllü olarak ve ya odamız kurullarında yer alarak çalışmalarımıza katkı veren tüm meslektaşlarımıza, eğitim çalışmalarımızda yer alarak katkı sunan hocalarımıza teşekkür ediyorum. Ayrıca Hatay Akademik Meslek Odalarınca düzenlenen Futbol Turnuvasında Şampiyon olan Futbol Takımımızın oyuncularını kutluyor ve ayrı ayrı teşekkür ederim. Genel Kurulumuzun Veteriner Hekimlik Mesleğimize, Hatay’ımıza, ülkemize, hayırlı olmasını diler, saygılar sunarım” ifadelerini kullandı.
Reklam
Konuşmaların ardından kongrede oy kullanımına geçildi. Kullanılan oylar sonucunda mevcut başkan Yahya Hamurcu, yeniden başkan olarak seçildi.
Hamurcu’nun başkanlığındaki yeni yönetim kurulu şu şekilde oluştu; “Berkan Özkaya, Sami Oruç, Ali Hacıömeroğlu, Cihan Parlak.
Yedek üyeler; Sait Alkan, İlmettin Dişibüyük, Mehmet Efe, Musa Şen, Musa Karateke.
Kongre delegeleri asil üyeler; Bedi Eskiocak, Faruk Necip Otuzbir, Mithat Nehir, Mehmet Durusoy, Cengiz Eraslan, Ediz Okur.
Yedek üyeler; Metin Hatun, Tunay Acar, Cem Çapar, Şerif Güneş, Süleyman Kırat, Birol Hürriyetoğlu.
Denetleme kurulu; Ganim Karanlık, Abdurrahman Özdil.
Haysiyet divanı asil üyeler; Cihad Karaoğlan, Abdulbasit Aslan, Orhan Umur, Mithat Nalça, Ali Çolak.
Yedek üyeler; Tansel Demirel, Mehmet Kemal Bozkurt.
Reklam
http://www.asitemizlik.com.tr, Bu Reklam Linki ile firmamıza başvuru yapanlara firmamız tarafından %10 indirim yapılacaktır.