ANTAKYA’LI DEPREMZEDE TAHSİN NİHADİOĞLU ÖLDÜ(RÜLDÜ)ĞÜYLE KALMASIN!
Zeynel Nihadioğlu: “TAHSİN NİHADİOĞLU İÇİN ADALET ARIYORUZ!”
6 Şubat asrın felaketinde sağ kulturmayı başaran Tahsin Nihadioglu, 13 Şubat 2023 günü doğup büyüdüğü fakat artık ağır hasarlı olan eve uğramış, ev çıkışında da asker üniformalı kişilerce herhangi bir mantıksal gerekçeye dayanmadan “şüpheli” kişi olarak durdurulup, darp edildiği,küfür ve hakaretlere maruz kaldığı iddia edilmişti.
Daha sonra Tahsin Nihadioğlu, 15 Şubat günü Şehri terk etmek üzere yola çıkmış, Kırıkhan’a bağlı Topboğazı mevkiinde karşıdan karşıya geçerken de KOÇ HOLDİNG (OTOKOÇ)’a ait Muğla/Milas nüfusuna kayıtlı SELİM ÇAMDİBİ isimli şahsın kullandığı 34 FZF 871 plakalı aracın çarpması sonucu ağır yaralandığı iddia edilmişti. Tahsin Nihadioğlu olaydan sonra Adana Şehir Hastanesine sevk edilmiş, 20 Şubat 2023 tarihinde de hayatını kaybetmişti.
Yaşanan bu olaylar ile Defne Uğurmumcu alanında basın açıklaması düzenledi.
Basın metnini kardeşleri adına Zeynel Nihadioğlu okudu.
Nihadioğlu açıklamasında: “Kardeşim Tahsin Nihadioğlu 29.06.1984 Antakya-HATAY doğumludur. Kendisi vefat ettiği tarihe kadar Elektrik Mahallesi Oluk Sokak no:37 HATAY – Defne adresinde yaşlı babamla birlikte ikamet etmekteydi. Yaklaşık 7 yıldır Hatay Büyükşehir Belediyesi Çevre koruma daire başkanlığına bağlı HATAY İMAR A.Ş İsimli taşeron firmada temizlik işçisi olarak çalışmaktaydı.
6 Şubat 2023 tarihindeki asrın felaketinde yaşlı babamla beraber yaşadığı ev ağır hasar almış, kullanılamaz hale gelmiştir. Günlerce beslenme, barınma ve insani ihtiyaçlardan yoksun bir şekilde ayakta durmaya çalışmışlardır. Ancak artık barınma imkanları kalmamıştır. Bu şehri terk etmek zorunda kalmışlardır.
Çok geçmeden OHAL kapsamındaki genelgeye rağmen, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığınca ivedilikle işbaşı yapmaları konusunda tüm personellere zorlayıcı davranılmıştır. İşveren’in bu dayatmasına mecburen karşılık vermiş ve Hatay’a tek başına dönmüştür. Döner dönmez de işbaşı yaptırılmıştır.
13 Şubat 2023 günü doğup büyüdüğü fakat artık ağır hasarlı olan eve uğramış, ev çıkışında da asker üniformalı kişilerce herhangi bir mantıksal gerekçeye dayanmadan “şüpheli” kişi olarak durdurulmuş, darp edilmiş, küfür ve hakaretlere maruz kalmıştır. Ardından bu asker üniformalı kişilerce ters kelepçe yapılmış, dakikalarca ağır darp ve hakarete maruz kaldıktan sonra, Hatay’a geçici görevlendirme ile gelen 34 plakalı resmi polis aracına teslim edilmiştir. Aynı işkence resmi polis aracında da devam etmiştir. Görevli kolluk kimlik kontrolü yapma zahmetine katlansaydı onun o mahallede, o sokakta doğup büyüdüğünü elbette anlayacaklardı. Fakat kolluk burada “görevini kötüye kullanma”yı tercih etmiştir. Kardeşim Tahsin Nihadioğlu, yaşam alanı kurulan sevgi parkına gittiğini orada onu yakınımız Halil Yakut’un beklediğini ifade etmişse de bu kez polis, yakınımız Halil Yakut’u da şüpheli kategorisine sokmuştu. Sevgi parkına ulaşır ulaşmaz Halil Yakut’a da aynı muameleyi reva görmüş, çelme takıp yere yatırmış, ters kelepçe yapmışlardır. Fakat çadır kentte bulunan depremzedeler tanıdıkları bu iki kişiye sahip çıkmış, ayrıca dönemin Hatay Milletvekili Barış Atay’ın da müdahalesiyle yok yere işkenceye maruz kalan ve bölgede tanınan bu iki kişi serbest bırakılmıştır. Resmi bir gözaltı işlemi yoktur. Zorla alıkonulma ve işkence vardır.
Serbest bırakıldıktan sonra kardeşim kendisine işkence yapan resmi polislerin aracının plakasını fotoğraflamayı başarmıştır. 14 Şubat günü sosyal medya hesabından işkence gördüğünü ve işkenceciler hakkında suç duyurusunda bulunacağını duyurmuştur. Ayrıca bir Televizyon kanalına verdiği röportajda da gördüğü işkenceleri anlatmış suç duyurusunda bulunacağını ifade etmiştir. İşkence olayının geniş çaplı duyulmasının ardından Belediye apar topar onu izne çıkarmıştır.
15 Şubat günü Şehri terk etmek üzere yola çıkmış, Kırıkhan’a bağlı Topboğazı mevkiinde karşıdan karşıya geçerken de KOÇ HOLDİNG (OTOKOÇ)’a ait Muğla/Milas nüfusuna kayıtlı SELİM ÇAMDİBİ isimli şahsın kullandığı 34 FZF 871 plakalı aracın çarpması sonucu ağır yaralanmıştır. Tesadüf eseri oradan geçen ambulansın sağlıkçıları tarafından duran kalbi çalıştırılmış Hatay Mustafa Kemal üniversitesi Eğitim ve araştırma hastanesine oradan da Adana Şehir Hastanesine sevk edilmiştir. 20 Şubat 2023 tarihinde de hayatını kaybetmiştir.
Şoför Selim ÇAMDİBİ 15 Şubat günü yaşanan “kaza”nın hemen ardından Topboğazı Jandarma karakolunda bir süre “misafir” edilmiştir. 20 Şubat günü kardeşim Tahsin Nihadioğlu’nun vefatından sonra da yine kısa bir gözaltı işleminden sonra savcılığa çıkarılmasına dahi gerek duyulmadan serbest bırakılmıştır.
Trafik polisi “kaza” yerinde tuttuğu ilk raporunda kardeşimin yüzde yüz kusurlu olduğuna kanaat getirmiştir. Katil Şoför Selim ÇAMDİBİ ise 50-60 km hızla gittiğini, kardeşimi karanlık nedeniyle göremediğini iddia etmektedir. Oysa kardeşimin vücudunda kırılmadık kemik kalmamıştır. Bu otopsi raporuyla da belgelidir. Otopsi raporu sürücünün sürüş hızıyla ilgili bir fikir vermektedir.
Hatay Kırıkhan Topboğazı Jandarma karakolunun neredeyse önünde gerçekleşen bu kazada jandarma görüntü ve tanık olmadığını iddia etmektedir. Olağanüstü hal koşullarında merkezi bir noktada bulunan bir Jandarma karakolunun görüntü ya da tanık olmadığını iddia etmesi gerçek dışıdır. Jandarma karakolu dahil, bölgede esnaf ve karayollarına ait çokça kamera bulunmaktadır. Bütün bu kameralara rağmen, üstelik trafik akışının yoğun olduğu bir bölgede jandarmanın görüntü ve tanık yok demesi OTOKOÇ lehine tek taraflı davrandığını işaretler. Madem ki görüntü ve tanık yok Trafik polisi neye göre kardeşimi yüzde yüz kusurlu bulmuştur? KOÇ kendi lüks aracındaki görüntüler dahil delilleri yok etme noktasındaki titiz davranışı kolluk güçleri tarafından görmezden gelinmiştir. Kanaatimiz bu yöndedir.
Hukukçulara Göre Bu Bir Hukuk “Skandal”ıdır.
Adım adım ölüme sürüklenen kardeşim Tahsin Nihadioğlu’nun bu öyküsü neticesinde hukuksal yollara avukatlar aracılığıyla başvurduk. Bunun sonucunda Emniyet Genel Müdürlüğü kollukla ilgili soruşturma başlatmış, tarafların ifadesine başvurmuştur.
Bu Olayı Aydınlatılabilmek demokratik işleyişin gereğidir.
Henüz aile bireylerinin ve tanıkların tamamının ifadesi alınmamasına rağmen Hatay Valiliği soruşturmaya izin vermemiştir. Resmi kolluğun ifadesi alınmış, ancak Asker kıyafetli kişilerin kim olduğu karanlıkta bırakılmak istenmektedir. Mahallenin bütünüyle yıkılmış olması onlara işkencenin üstünün örtülmesi olanağı vermektedir. Aydınlatılabilmesi demokratik işleyişin gereğidir. Zira Hatay da deprem zamanında görülen polis /asker şiddetinin tek örneği kardeşim değildir. Sayısız örnek vardır. Bir çoğu dava konusu olmuştur. Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Uluslararası af örgütü, Çağdaş Hukukçular Derneği gibi kurumlarca da raporlanmıştır.
Adına kaza dedikleri cinayetle ilgili olarak ta 07.06.2023 tarihinde Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcılığı tespit tutanağına göre “şüpheli’nin kusurunun bulunmadığı” gerekçesiyle Kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Müteveffa Tahsin Nihadioğlunun aile fertlerinin ifadesine başvurma ihtiyacı duyulmamıştır. Dahası dosya’da Adli Tıp Kurumu raporu ile Bilirkişi raporu olmadan bu karar verilmiştir. Hukukçulara göre bu bir Hukuk “skandal”ıdır. 1 yılı aşkın bir süre sonunda itirazımız değerlendirilmiş, Hatay Kırıkhan Sulh Ceza hakimliği “etkin soruşturma” yapılmadığı gerekçesiyle, Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına nihayet karar verebilmiştir. Tabi bu geçen zaman diliminde deliller ne kadar kalabilecekse…Bizler aile olarak ne işkencenin “kaza”nın üstünü örtmesini, ne de “kaza”nın işkencenin üstünü örtmesini istemiyoruz. 3 günde hayatı karartılan depremzede bir işçinin ölümüne sebep olanlar derhal ayrıcalıksız yargılanmalıdır. Bu yargılama adil sürdürülene dek, hem hukuki hem fiili mücadelemiz sürecektir.
Taleplerimiz Nettir:
-Depremzede bir Belediye işçisine işkence yapan asker ve polisler görevden alınıp yargılansın!
-Koç Holdinge bağlı OTOKOÇ şoförü SELİM ÇAMDİBİ tutuklu yargılansın ve üst sınırdan cezalandırılsın.
-Delilleri karartan kolluk güçleri ile OTOKOÇ yöneticileri yargılansın! Tahsin için adalet!” Denildi.